Examples of using "Liisa" in a sentence and their turkish translations:
Liisa gürültüden bıktı.
Alice, Eric'e karşı sadakatsizdi.
Liisa'nın ruh hali kötüydü.
Markku Liisa'yı teselli etmek istedi.
Liisa çok geç geldi.
Liisa çok erken geldi.
Liisa beni ihmalkarlıkla suçladı.
Liisa gürültüden bıktı.
Liisa ağlamak üzereydi.
Liisa'nın ne yapacağına dair bir ipucu yoktu.
Liisa ışığı kapatmayı unutmuştu.
Liisa Markku'nun taşınmak zorunda olduğuna karar verdi.
Liisa görevinde başarılı oldu.
Liisa saçını sarıya boyattı.
Lisa tatlısını komodinin üstüne koydu.
Yasaya göre Lisanın Tazminat hakkı var.
Liisa elini Markku'nun omuzuna koydu.
Liisa o kadar yorgundu ki otururken uyuyakaldı.
Liisa dükkana gittiğinde Mark gazete okuyordu.
Durum zordu ama Liisa, Markku'nun sıkıntıdan kurtulmasına yardımcı oldu.
Liisa gelemediğinden, sadece üçümüz olacak.
Liisa tamamen bunalmıştı fakat orada ona yardım edebilecek kimse yoktu.