Examples of using "Warf" in a sentence and their turkish translations:
zincir attı bekleyin zincir attı
O, havluyu attı.
Tom topu attı.
- O, topu attı.
- O, topu fırlattı.
Tom havlu attı.
Tom topu Mary'ye attı.
...ağını üstüne kapadı.
Çocuk bir taş attı.
Muzu attı.
Liisa beni ihmalkarlıkla suçladı.
Tom suya taşlar fırlatıyordu.
O bir sorunu gündeme getirdi.
O, köpeğe bir taş attı.
Mektubu ateşe fırlattı.
Çocuk bardağa çarptı.
Tom anahtarları Mary'ye attı.
Tom topu Mary'ye pas attı.
Tom denize çapa attı.
Tom Mary'nin mektubunu ateşe attı.
O her şeyi tekneden attı.
O bana elmayı attı.
Tom Mary'ye bir ip attı.
Tom kitabı ateşe attı.
Ona bir yastık attı.
Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
Mary bana bir yastık attı.
Mary, Tom'a bir kartopu attı.
Tom uyku tulumunu çadırın içine attı.
Tom Mary'nin telefonunu havuza attı.
Tom, Mary'ye bir yastık attı.
Tom eski defterlerini attı.
O beni evden attı.
Tom İncil'i ateşe attı.
Mary İncil'i ateşe attı.
Tom bana bir elma attı.
Tom Mary'yi evden kovdu.
Mary çantasını yatağa attı.
Topu Tom'a fırlattım.
Kağıdı ateşe attım.
Kitabı ateşe fırlattı.
Kitabı ateşe attı.
Tom John'u takımdan attı.
O, bana anlamlı bir şekilde baktı.
O, köpeğe bir taş attı.
O, saate baktı.
O, çaktırmadan kıza baktı.
Karısı onu evden kovdu.
Beni sorumsuz olmakla suçladı.
Topu duvara fırlattı.
O, erkek arkadaşını evden attı.
Tom kazara su şişesini devirdi.
Barmen Tom'u bardan kovdu.
Tom gölete bir taş attı.
Tom saate baktı.
Tom notlarına baktı.
Onun mektubuna göz attım.
O saatine baktı.
Tom Mary'ye uyarıcı bir görüntü verdi.
Tom yanlışlıkla içkisini devirdi.
Tom, Mary'ye çürük yumurta attı.
Saatime baktım.
Tom Mary'ye bir kartopu attı.
Kim köpeğime bir taş fırlattı?
Tom ateşin üzerine bir kütük daha attı.
Tom köpeğe bir taş attı.
Tom saatine baktı.
Tom elma çekirdeğini çöp kutusuna fırlattı.
Balıkçı oltayı suya fırlattı.
Tom telefonu duvara fırlattı.
Kağıdı aleve attım.
Bir sürü eski mektup attı.
Tom eşyalarını arka koltuğa attı.
Tom Mary'ye endişeli şekilde baktı.
delinin biri kuyuya bir taş attı
O, otu çekti ve onu attı.
O, büyük bir köpeğe taş attı.
Uçak şehrin üzerine bombalar bıraktı.
Mary uzun at kuyruğunu omzunun üzerinden attı.
Tom güldü ve bana bir yastık attı.
Tom arkasına bir göz attı.
Tom bir taş aldı ve onu attı.
Mark topu istediğinden daha yükseğe fırlattı.
Tom çantasını omuzuna astı.
Mary saçını omzunun üzerine attı.
Sami bıçağı köprüden attı.
Tom havluyu omzuna attı.
Gözyaşları içinde, o, mektubunu yırttı ve onu attı.
Düşman fabrikaya çok sayıda bomba attı.
Tehlikeyi unutarak kendini en yakın çarpışmaya attı.
Tom sadece başlıklara baktı.
Mary meyveli buzlu içeceğine biraz kurt üzümü koydu.