Translation of "Kratzen" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Kratzen" in a sentence and their turkish translations:

Ich will mir die Nase kratzen.

Burnumu kaşımak istiyorum.

Könntest du mir den Rücken kratzen?

Sırtımı kaşıyabilir misin?

Die Katze begann, am Teppich zu kratzen.

Kedi halıyı tırmalamaya başladı.

Er hat die Angewohnheit, sich am Kopf zu kratzen.

Başını kaşıma alışkanlığı var.

Ich fragte ihn, ob er mir den Rücken kratzen würde.

Ona sırtımı kaşıyıp kaşımayacağını sordum.

Der Arzt hat gesagt, du sollst nicht an deinen Wunden kratzen!

Doktor sana yaralarını kaşımaman gerektiğini söyledi.

Tom ließ sich von Maria dort, wo er nicht hinkam, am Rücken kratzen.

Tom, sırtında kendi ulaşamadığı yeri Meryem'e kaşıttı.

Seit heute früh habe ich ein Kratzen im Hals. Ob ich mich wohl erkältet habe?

Bu sabahtan beri boğazımda bir gıcık var. Gerçekten soğuk algınlığına mı yakalandım.

- Ich höre eine Katze, die an das Fenster kratzt.
- Ich kann eine Katze am Fenster kratzen hören.

Bir kedinin pencereyi tırmaladığını duyabiliyorum.