Examples of using "Begann" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur çiselemeye başladı.
Başlangıcı 1946'ya dayanıyor,
isyan başlattı
bu kutlanmaya başlandı
hababam sınıfı yılları başladı
bilim yarışmaları hazırlamaya,
işte serüven böyle başladı.
Bu işe arama motoru olarak başladı.
Ve çılgın bir kovalamaca başladı.
Tom konuşmaya başladı.
Tom dua etmeye başladı.
Kar yağmaya başladı.
O, kahvaltısını yemeye başladı.
Onun dersi zamanında başladı.
Tom şarkı söylemeye başladı.
Tom bağırmaya başladı.
Tom koşmaya başladı.
Tom öksürmeye başladı.
O kızarmaya başladı.
O ağlamaya başladı.
Tom soluyarak konuşmaya başladı.
Tom tırmanmaya başladı.
Tom dans etmeye başladı.
Tom anlamaya başladı.
O koşmaya başladı.
Layla bağırmaya başladı.
Sami, Leyla'ya bağırmaya başladı.
Konser bir solo piyano ile başladı.
1. Dünya Savaşı 1914 yılında başladı.
Araştırmaya başladım.
Sonra uzun bir bekleyiş dönemi geldi.
doğrudan doğruya eleştiri başladı artık burada
resmi olarak kutlanmaya başlandı
Aya yolculuk başladı
Her şey garaj da başlamıştı
Yoğun yağış başlamıştı.
Bebek emeklemeye başladı.
Köpek koşmaya başladı.
Hırsızın takibi başladı.
O, yeni bir hayata başladı.
Yavaş yavaş anlamaya başladı.
- Kalbim yarış etmeye başladı.
- Kalbim hızla atmaya başladı.
O histerik bir biçimde gülmeye başladı.
O histerik bir şekilde gülmeye başladı.
Bebek ağlamaya başladı.
Onun hakkında şüphelenmeye başladı.
Kusmaya başladım.
Tom Fransızca öğrenmeye başladı.
Bu onun başladığı yer.
Aniden Tom ağlamaya başladı.
Erkek çocuğu bağırmaya başladı.
Kitaba başladım.
Tom korkmaya başladı.
Annesi bağırmaya başladı.
Fransız Devrimi 1789 yılında başladı.
Tom kendini yorgun hissetmeye başlıyordu.
Tom ayakkabılarını çözmeye başladı.
Tom özür dilemeye başladı.
Yara kanamaya başladı.
O korkmuş hissetmeye başladı.
Mary başladı.
İngilizce ders 8:30 da başladı.
Bense onun dünyasını daha da derinden görmeye,
Toplantı saat onda başladı.
Yağmur kara dönüşmeye başladı.
Kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.
O, arabasını yıkamaya başladı.
O kötü hissetmeye başladı.
Gemi ile dünya etrafındaki yolculuğuna başladı.
O, meseleyi araştırmaya başladı.
Sabah servisi bir ilahi ile başladı.
Benim kalbim hızlı çarpmaya başladı.
Bebek yalnız bırakıldığı için ağlamaya başladı.
Tom'un sol gözü seğirmeye başladı.
Aniden, o gülmeye başladı.
Çark dönmeye başladı.
Tom acı içinde inlemeye başladı.
Umudunu kaybetmeye başlıyordu.
O öğle yemeği yemeğe başladı.
Aniden, köpek havlamaya başladı.
O geldikten sonra parti başladı.
Her şey bu yerde başladı.
Savaş üç yıl sonra başladı.
- Tom arabasını yıkamaya başladı.
- Tom kendi arabasını yıkamaya başladı.
Genel kurul toplantısı tam dokuzda başladı.
İkisi arasında aşk filizlenmeye başladı.
Ben konuşmaya başlayan ilk kişiydim.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağmaya başladı ve o ıslandı.