Examples of using "Sollst" in a sentence and their turkish translations:
En iyi olman gerekiyor.
- Daha çok çalışmanı istiyorum.
- Daha sıkı çalışmanı istiyorum.
Bizzat gelmen gerekiyor.
Öldürmeyeceksin.
Siz bir ödül alacaksınız.
Onların imzalamanı istediği bir rapor var.
- Sen eve dönmelisin.
- Eve dönmelisin.
Öleceğini unutma.
Yalnızca İngilizce konuşmalısın.
Yatakta olman gerekiyor.
Senin bir ambulans çağırman gerekir mi?
Büyükannenize yardım etmelisiniz.
Tatilin tadını çıkarmalısın.
Her zaman elinden geleni yapmalısın.
Senin 2.30'a kadar burada olman bekleniyor.
Uyuman gerek.
Şimdi ev ödevini yapmalısın.
Hiç kimse sana konuşmanı söylemedi.
Ne yapman gerektiğini biliyor musun?
İstediğini almalısın.
Sen çarmıhta pişman olacaksın.
Sınıfta gürültü yapmamalısınız.
- Kapa çeneni dedim!
- Sus dedim!
Otur dedim.
Silahını kimseye doğrultma.
Ne söyleyeceğini bilmiyor musun?
Dolu ağzınla konuşmamalısın.
Onun hatasına gülmemelisin.
Onu yazman gerektiği doğrudur.
O sana ne yapacağını söyledi mi.
2.30'a kadar burada olman bekleniyor.
Öğretmen konuştuğu zaman konuşmaman gerekir.
- İçmeyi bırak. Belirlenmiş sürücü sensin.
- İçmeyi bırak. Arabayı sen kullanacaksın.
Ne yapacağını bilmek istiyor gibi görünüyorsun.
Komşunu kendin gibi sevmelisin.
Tom en kısa zamanda onu aramanı istiyor.
Düşün diyorum sadece.
Size nereye oturacağınız söylenecek.
Doktor sigarayı bırakmanı tavsiye etti.
Bir kişiyi giydiği giysiden dolayı yargılama.
Böyle aptalca düşünceleri kafana sokma.
Tom, söylemek zorunda olduklarımı dinlemeni istiyorum.
Geç saatte uyumamalısın.
Buraya gelmemeni sana söylediğimi düşündüm.
Sana onları kovmanı söylemedim.
Sana onu kovmanı söylemedim.
Sana kapıyı çalman gerektiğini söylemiştim!
Bana Tom dememeni söyledim.
Hepinizin yapması gereken, onun tavsiyesine uymaktır.
Arabada kalmanı söyledim.
Sana bunu yapmamanı söylediğimi düşünmüştüm.
Çeneni kapatmalısın.
Yapmanız gereken bütün şey odanızı temizlemektir.
- Burada yüzmemen gerekiyor.
- Burada yüzmemelisin.
Daha sonraki adımda ne yapacağınızı bilmiyorsunuz, değil mi?
Sana sessiz olmanı söyledim.
Bağırmana gerek yok, anlaşılır konuşman yeterli.
Sana ışıkları açmamanı söyledim.
- Bana böyle hitap etmemeni söyledim.
- Bana öyle deme dedim sana.
Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
Sana kapıyı kapalı tutmanı söylediğimi düşündüm.
Fikrini değiştirmeni istemiyorum.
Doktor sana yaralarını kaşımaman gerektiğini söyledi.
Kimseye söylememeni söyledim.
Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.
Çöpü dışarı çıkarmanı söylemedim mi?
Yaklaşık bir saat içinde onun otelinin önünde Tom'la buluşman gerekiyor.
Sana odanı terk etmemeni söylemedim mi?
Bana güvenmemen için seni uyarmıştım.
Ben sana aptalca bir şey yapmamanı söyledim.
Sana artık onu yapmanı istemediğimi söylediğimi sanıyordum.
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
Beni yalnız bırakmanı söylemiştim.
O sana durmanı söyleyinceye kadar yazmaya devam et.
Sana oraya asla yalnız gitmemeni söylediğimi düşündüm.
Böyle yapmayı kesmeni söyledim sana.
Tom, sana odanı temizlemeni söylediğimi sanıyordum.
- Ben yeter artık dedim.
- Ben bu kadarı yeter dedim.
Onun huzurunda sana konu hakkında konuşmamanı söyledim.
Onu sana söylenildiği gibi yap.
Sana buraya tekrar gelmemeni söyledim.
Bunu yapmamanı daha önce söylemiştim.
Ben sana abartmamanı milyon kez söyledim.
Zaten sana yatmanı söylediğimi düşündüm.
Sana kapıyı kapatmamanı söylememiş miydim?
Sana yolumdan çıkmanı söylediğimi sandım.
Bunu birine söylemeni istemiyorum.
Ben size beni işte aramamanızı söylemiştim.
Kaç kez sana elbiselerini katlamayı söyledim.
Okuldan hemen sonra eve gelmen gerekiyor. Bunu biliyorsun.
Önce annene sorman gerektiğini sana daha önce söyledim.
Onu yapmamanı sana kaç kez söylemiştim?
Ev ödevini yapmanı söylemek zorunda değilim.
Sana ne yapman gerektiğini ne yapmaman gerektiğini söylemelerine izin verme!
Ofisteyken beni asla aramaman gerektiğini söylediğimi sandım.