Examples of using "Hofft" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir avukat olmayı umuyor.
Biri yaşadığı sürece umar.
O, bir tasarımcı olmayı umuyor.
O ilginç bir şey olacağını umuyor.
Adam yaşadığı sürece umar.
Tom kazanabileceğini umuyor.
Tom Perşembeye kadar sonuçları almayı umuyor.
Tom seni ekimde görmeyi umuyor.
Tom ondan hoşlanacağını umuyor.
Tom yarın kar yağmayacağını umuyor.
Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.
Tom Boston'a kadar bir otomobile alınacağını umuyor.
Tom işi beceremediğini umuyor.
Tom bu akşam Mary'yi karşılayacağını umuyor.
Tom Mary'nin yakında iyileşeceğini umuyor.
Tom Mary'nin sonuna kadar hapiste kalmamasını umuyor.
Resimlerini Japonya'da sergilemeyi düşünüyor.
O kazanacağını umuyor ve ben de.
Tom başarısızlıktan dolayı okuldan atılmamayı umuyor.
Tom, ölmeden önce Boston'u ziyaret edebileceğini umuyor.
İstediğini yaptırmak için onu baştan çıkaracağına inanıyor.
Tom bir gün olimpiyatlarda yarışmayı umut ediyor.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
Tom Mary'nin onun için aldığı hediyeyi seveceğini umuyor.
Açıkçası Tom onun pahalı çay fincanlarından birini kırdığını Mary'nin fark etmemesini umut ediyor.
Kral, insanlarının ona gösterdikleri aşkın sonsuza kadar süreceğini umut ediyor ve inanıyor.
Burada ne bulmayı umuyorsunuz?
Karamsar rüzgardan dolayı şikayet eder, iyimser rüzgarın dönmesini ümit eder, gerçekçi ise yelkenlerini fora eder.