Translation of "Hochklettern" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Hochklettern" in a sentence and their turkish translations:

Du willst also hochklettern.

Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.

Ein Hund kann keine Wand hochklettern.

Bir köpek duvara tırmanamaz.

Ich fühle etwas auf meinem Rücken hochklettern.

Sırtımda bir şeylerin olduğunu hissediyorum.

Also, was schlägst du vor? Die Kette hochklettern?

Ne düşünüyorsunuz? Zincire mi tırmanalım?

Nun, es gibt eine Entfernung und sie müssen hochklettern

peki, bir mesafe var ve yukarıya tırmanmaları gerekiyor

Triff eine Entscheidung. Die Küste entlang oder die Klippe hochklettern?

Kararı siz verin. Kıyıdan mı, kaya tırmanışı mı?

Soll ich die Klippe hochklettern, oder mich entlang der Küste weiterarbeiten?

Kayalıklara mı tırmanayım, kıyıdan mı dolaşayım?

Man will nicht, dass die im Hosenbein hochklettern. Man muss aufpassen, wo man hintritt.

Pantolonunuzun paçasından tırmanmasını istemezsiniz. Bastığınız yere dikkat edin.