Examples of using "Entfernung" in a sentence and their turkish translations:
yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.
Ne kadar mesafe kapladık?
380.000 kilometre ötede dahi olsa...
büyük bir mesafe olacaktır
Güvenli bir mesafeden cesur olmak kolaydır.
Dünya ve Mars arasındaki mesafe bu --
Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir.
Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.
En uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir.
Sırtlanlar, on kilometre öteden bile aslanlara kulak misafiri olabilir.
peki, bir mesafe var ve yukarıya tırmanmaları gerekiyor
Biz yirmi mil ilerideki dağın zirvesini görebildik.
O mesafeden gemi bir adaya benziyor.
yani dünyanın güneşle arasındaki mesafe kadar
Ayın dünyadan uzaklığını hesaplayabilir misin?
Bir asteroid cumartesi günü dünya'ya yakın geçti.
Senin zekan Bombay ve Mumbai arasındaki mesafe kadar çoktur.
O zaman buradan şunu çıkarabiliriz mesafe arttıkça zaman bükülür
Mesafe çok fazla olduğu için biz görüntünün çok çok önceki halini görüyoruz aslında
O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir. Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!
Bir parsek bir astronomik birimin bir arksaniyelik bir dereceye karşılık geldiği mesafedir.
Aramızda yıllarca zaman bir mesafe oluştu. Yani zaman ile mesafe arasında bir orantı var
Yer çekimi ve uzaklık ile orantılıysa biz ekvator bölgesinden dünyanın tersine doğru ışık hızıyla ilerlersek
Polis, terk edilmiş araba ile üç kilometre uzakta bulunan ceset arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor.
Yani bu durumda biz şunu diyebiliriz aslında. Zamanla mesafe arasında bir orantı vardır diyebilir miyiz?
Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında.
Dağlar uzaktan daha hoş görünür.
Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir.