Translation of "Also" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Also" in a sentence and their turkish translations:

Also ...

O yüzden...

also wie?

peki nasıl?

also Fledermausmann

yani yarasa adam

also lüge

yani yalan

also Schwanz

yani kuyruk

Also nicht bewegen.

Sakın kımıldamayın.

Also überlegte sie:

O da bir an durup düşündü:

Sind also grenzenlos.

sınırsız olasılık var.

Also was tun?

Peki, ne yapacağız?

also "politische Gefangene",

"Siyasi tutuklular" diyebileceğin bizler

Also, hören Sie,

Şimdi, diyeceğim ki,

Also in Uşak

Yani Uşakta

also sei informiert

o yüzden bilgi sahibi olun ki

also reden sie

yani konuşuyorlar

Also eine Sekunde

O zaman bir saniye

Also freies Zeichnen

Yani serbest çizim

Also Google Chrome

Yani Google Chrome

Also sprach Zarathustra.

Böyle buyurdu Zerdüşt.

Es ist also irgendwie runtergefallen. Sie war also definitiv hier,

Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.

Wenn Sie also wirklich

Eğer gerçekten

Also warum die Erde?

Peki, neden Dünya?

Also, legen wir los!

Tamam, başlayalım.

Sollten Sie Schlaf also

belki de uykuyu

Also versuchen wir es!

Bunu deneyelim!

Also noch ein Indikator.

Bu da başka bir gösterge.

Dann also ein Rückwärtssalto.

Peki, ters takla diyorsunuz.

Also gehen wir weiter.

Tamam, devam edelim.

Du willst also hochklettern.

Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.

Also, was denkst du?

Pekâlâ, ne diyorsunuz?

Du willst also rennen?

Kaçmayı seçiyoruz.

Ich war also abgekoppelt.

Ben tarafsızdım.

Was ist also Sex?

Peki cinsellik nedir?

Wir machen also Mehreres.

Biz de birkaç şey yapıyoruz.

Warum passiert das also?

Neden böyle oluyor?

Wo sind also alle?

Peki herkes nerede?

Also wo ist Westen?

Peki batı ne tarafta?

So ist es also.

Neyse, İşte böyle.

also geht es zurück

yani eski haline geri dönüyor

also ist alles gleich

yani her şeyleri aynı

also was ist passiert

peki ne oldu

also denke ich heute

yani bu gün sanırım

Also was ist passiert?

Ne oldu da peki durum değişti

Also sank es tatsächlich

Yani aslında battı

also eigentlich als Volk

yani aslında halk olarak

Also schauen sie wieder

yani yine göz ediyorlar

Ist Zeitreisen also möglich?

Peki zaman yolculuğu mümkün mü?

Fragen Sie sich also:

Kendinize şunu sorun:

Also, sagen wir Feierabend?

Pekala, paydos edelim mi?

Also, fangen wir an!

Öyleyse başlayalım.

So funktioniert das also?

Bu onun çalışma şekli mi?

Also gut, genau hingehört!

Pekala, dikkatle dinleyin.

Also, alle mal herhören!

Pekala herkes dinlesin.

Was also ist TEDx?

O zaman TEDx nedir?

Das also ist Tatoeba.

Bu yüzden o Tatoebadır.

Also, worauf wartest du?

Niye bekliyorsun o zaman?

- Du weißt es also wirklich nicht?
- Ihr wisst es also wirklich nicht?
- Sie wissen es also wirklich nicht?

Gerçekten bilmiyor musun yani?

Was hat sich also verändert?

Peki, değişen ne?

Zur Genussbefriedigung, also leckeres Essen,

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

Also haben wir es getan.

Biz de tam olarak bunu yaptık.

Was war also das Geheimnis?

Peki işin sırrı neydi?

Was soll ich also tun?

Peki, ne yapacağız?

Also muss man einfallsreich rein.

Bu yüzden yaratıcı olmalısınız.

Was sollen wir also tun?

Peki ne yapacağız?

Was wollen wir also essen?

Ne yemeliyiz?

Wir betreten also die Höhle?

Mağaraya mı girelim?

Also, was schlägst du vor?

Pekâlâ, ne diyorsunuz?

Sie müssen also nur priorisieren.

O yüzden bunu öncelik yapmanız lazım.

Also begann ich zu suchen.

Araştırmaya başladım.

Also beschloss ich, das herauszufinden.

Sonunda bunu nasıl işlediğini öğrenmek için

Also müssen wir uns sorgen,

Umursamalıyız,

also müssen wir uns beeilen.

yani acele etmeliyiz.

Also startete ich ein Experiment.

Ben de bir deney yaptım.

Also ging ich zu Papa.

Bu yüzden babamı görmeye gittim.

Also entwarfen wir ein Model.

Bir model inşa ettik,

Also wer ist dieser Karun?

Peki kim bu Karun?

Es gibt also viele Ideen

Yani bir çok fikir var

Also fällt es auf uns

Demek ki bizim üzerimize düşen

also einmal für einen Moment

yani bir anlık bire kere

Hier ist also eine Situation

Yani burada şöyle bir durum var

Es hat also keinen Zweck

Dolayısıyla bir amacı yok

Also am 20. Juli 1969

Bu yüzden 20 Temmuz 1969 yılında

Also, was ist hier passiert?

yani burada ne oldu?

Also einmal für einen Moment

Yani bir anlık bir kere

Das ist also sehr verletzend.

Yani bu çok yaralayıcı işte başkalarının söylemleriyle buralara geliyoruz

Sind die Probleme also vorbei?

Peki dertler bitti mi?

Also, wenn die Sonne aufgeht

yani dolayısıyla güneş doğduğunda

Also, wer sind diese Ameisen?

peki, kim bu karıncalar?

Es gibt also keinen Manager

yani bir yönetici yok

Sie essen also keine Blattläuse

bu yüzden yaprak bitlerini yemiyorlar

Also, wer ist dieser Leonardo?

Peki kim bu Leonardo

Es funktioniert also völlig geldorientiert.

Yani tamamen para odaklı çalışıyor.

Also, das ist wirklich wichtig.

Artık, bu çok önemli.

Ich denke, also bin ich.

Düşünüyorum, öyleyse varım.

Also seid ihr Politiker, richtig?

Yani siz siyasetçisiniz, değil mi?

Also, es ist beschlossene Sache.

Öyleyse bu son karar.