Examples of using "Dichten" in a sentence and their turkish translations:
Onun gür bir sakalı var.
Onun çok yoğun bir sakalı var.
Londra'da yoğun bir sisimiz vardı.
Güneş kalın bulutlar tarafından gizlenmiş.
Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.
Yoğun trafiğe rağmen zamanında vardık.
Çok geçmeden önce, hayalet yoğun siste kayboldu.
Yoğun sis binaları görünmez yaptı.
Yoğun sis nedeniyle, sokağı görmek zordu.
Uçağımız yoğun sis nedeniyle inemedi.
Görüş yoğun siste ciddi olarak sınırlı idi.
Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.
Uçuş yoğun sis yüzünden iptal edildi.
Yoğun sis yüzünden hiç kimse görülemiyordu.
Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.
Yoğun sisten dolayı önümüzdeki yolu zar zor görebildik.
Sık bir yosun ormanında oksijen tüpü takmak benim için ideal değil.
Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.