Examples of using "Pünktlich" in a sentence and their turkish translations:
Dakik olun.
Zamanında gelin.
- O, dakiktir.
- O dakik.
Tom dakikti.
Tom dakik.
Yarın geç kalmamaya çalış.
O zamanında gelebilir mi?
Uçak zamanında geldi.
Tren zamanında vardı.
Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.
Biz zamanında varacak mıyız?
Tom genellikle zamanında gelir.
O asla zamanında gelmez.
Zamanında varacak mıyız?
Neyse ki zamanında oradaydım.
Lütfen kesinlikle zamanında gel.
Tom her zaman dakiktir.
23 nolu sefer vaktinde mi?
Onun dersi zamanında başladı.
O genellikle zamanında gelir.
Tom asla zamanında varmaz.
Tren vaktindeydi.
Uçuş takvime uygun mu?
Bu uçak vaktinde midir?
O, her zaman zamanında gelir.
Tom asla zamanında gelmez.
Tom zamanında vardı mı?
Ben genellikle zamanındayım.
Ben her zaman zamanındayım.
Dakik olmak zorundasın.
Hiç vaktinde gelmez.
Dakik olmanı bekliyorum.
Tren her zaman zamanında gelir.
Saat tam onda gel.
Tren zamanında gelecek.
Onlar hiç zamanında geldiler mi?
İngilizce öğretmenimiz her zaman zamanında gelir.
Yarın zamanında geleceğim.
Tom hiç dakik biri olmamıştır.
Tren tam zamanında geldi.
Tom dakik, değil mi?
Herkes sınıfa zamanında geldi.
Tren zamanında hareket edecek mi?
Ben zamanında döneceğim.
- Zamanında geleceğim.
- Geç kalmam.
- Vaktinde gelirim.
Uçak zamanında kalktı.
Tren zamanında ayrıldı.
Hiç olmazsa zamanında gelmeye çalış.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
O tam saatinde gelecek.
- Zamanında olacaksın, değil mi?
- Zamanında geleceksin, değil mi?
İşe zamanında başlamalısın.
İlk etapta, dakik olmalısın.
Paul, saat gibi dakiktir.
Otobüs her zaman zamanında gelmez.
Tom her zaman kirasını zamanında öder.
Tom her zaman dakik, değil mi?
Toplantı için zamanında vardı.
Kirayı hep zamanında öderim.
Tom toplantı için zamanında geldi.
Oraya zamanında ulaşacağımızı düşünüyor musun?
- Sayende zamanında geldim.
- Sayenizde, zamanında geldik.
Yarın tekrar geç kalmamaya çalış.
Dakik olmak zorunda değilsin.
Tren zamanında gelmedi.
Zamanında gelmeye dikkat et!
İşe zamanında gel lütfen.
Geç kalmamaya gayret ettim.
Tren zamanında istasyondan ayrıldı.
Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden süpheliyim.
Gerçekten Tom'un zamanında gelmesini bekliyor musun?
Bundan böyle zamanında gelmeye çalış.
Zamanında orada olmanızı bekliyorum.
Zamanında burada olduğundan emin ol.
Bir randevuya her zaman zamanında varır.
Lütfen zamanında ayrıldığımıza emin ol.
Tom neredeyse asla okula zamanında varmaz.
İşleri zamanında yaptırmayı severim.
Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.
Zamanında oraya ulaşmamın bir yolu yok.
Zamanında geleceğime güvenebilirsiniz.
Kar zamanında varmamızı engelledi.
Acele et ki vaktinde okula varabilesin.
Tren istasyona zamanında geldi.
Yoğun trafiğe rağmen zamanında vardık.
"Lütfen zamanında gel." "Ben her zaman zamanında geliyorum, değil mi?"
Dakik olmayan insanları sevmez.
O zamanında geldi.