Translation of "London" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "London" in a sentence and their turkish translations:

- Nancy ist aus London.
- Nancy kommt aus London.

Nancy Londralıdır.

- Ich bin in London.
- Ich befinde mich in London.

Ben Londra'dayım.

- War es regnerisch in London?
- War es in London regnerisch?

Londra'da hava yağışlı mıydı?

- Der Zug kam in London an.
- Der Zug erreichte London.

Tren Londra'ya vardı.

- In London ist alles teuer.
- In London ist alles kostspielig.

Londra'da her şey pahalı.

- Ich bin in London angekommen.
- Ich kam in London an.

Londra'ya vardım.

- Wann bist du nach London gegangen?
- Wann seid ihr nach London gefahren?
- Wann gingen Sie nach London?

Ne zaman Londra'ya gittin?

Jana lebt in London.

Yana Londra'da yaşıyor.

Nancy kommt aus London.

Nancy Londralıdır.

Ich bin in London.

Ben Londra'dayım.

Sie lebt in London.

O, Londra'da yaşıyor.

Bin ich in London?

Ben Londra'da mıyım?

London wurde mehrmals bombardiert.

Londra defalarca bombalandı.

- London ist die Hauptstadt von England.
- London ist die Hauptstadt Englands.

Londra İngiltere'nin başkentidir.

- Ich möchte nach London gehen.
- Ich würde gerne nach London fahren.

- Londra'ya gitmek isterim.
- Londra'ya gitmek istiyorum.

- Er ging 1970 nach London.
- Er ist 1970 nach London gegangen.

O, 1970'te Londra'ya gitti.

- Warst du schon mal in London?
- Wart ihr schon mal in London?
- Waren Sie schon mal in London?
- Sind Sie früher schon mal in London gewesen?

Daha önce Londra'da bulundun mu?

- Wann sind Sie in London angekommen?
- Wann bist du in London angekommen?

Londra'ya ne zaman vardınız?

- Ist das der Zug nach London?
- Ist dies der Zug nach London?

Londra treni bu mudur?

- Er ist über Paris nach London gekommen.
- Er ist über Paris nach London gefahren.
- Er reiste über Paris nach London.

O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.

Bell lebte in London, oder?

Bell Londra'da yaşardı, değil mi?

Der Zug fährt nach London.

Tren Londra'ya gidecek.

Sie sind nach London aufgebrochen.

Onlar Londra'ya doğru yola çıktılar.

Wann bist du in London?

Ne zaman Londra'da olacaksın?

Der Student kam aus London.

Öğrenci Londra'dan geldi.

London liegt an der Themse.

Londra Thames üzerindedir.

Ich möchte nach London gehen.

Londra'ya gitmek isterim.

Wir erreichten London um Mitternacht.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

Ich fahre oft nach London.

Sık sık Londra'ya giderim.

Wir sind nach London gefahren.

Biz Londra'ya gittik.

Muss ich in London umsteigen?

Londra'da uçakları değiştirmek zorunda mıyım?

Was machst du in London?

Londra'da ne yaparsın?

Maria gibt in London Französischunterricht.

- Mary, Londra'da Fransızca öğretiyor.
- Mary, Londra'da Fransızca dersi veriyor.

Ich bin in London angekommen.

Londra'ya vardım.

- Er ist von London nach Paris geflogen.
- Er flog von London nach Paris.

O, Londra'dan Paris'e uçtu.

- Letztes Jahr sind wir nach London gegangen.
- Wir waren letztes Jahr in London.

- Geçen yıl Londra'ya gittik.
- Biz geçen yıl Londra'ya gittik.

- Hast du den Tower von London besichtigt?
- Habt ihr den Tower von London besichtigt?
- Haben Sie den Tower von London besichtigt?

Londra Kulesini ziyaret ettiniz mi?

- Warst du schon mal in London?
- Sind Sie früher schon mal in London gewesen?

- Hiç Londra'ya gittiniz mi?
- Hiç Londra'da bulundunuz mu?

- Wir flogen von London nach New York.
- Wir fliegen von London nach New York.

Londra'dan New York'a uçtuk.

Er wohnte im Zentrum von London.

Londra'nın merkezinde yaşadı.

London unterscheidet sich klimatisch von Tokio.

Londra Tokyo'dan iklim olarak farklıdır.

In London gibt es viele Parks.

Londra'da çok sayıda park vardır.

Die Stadt liegt östlich von London.

Şehir Londra'nın doğusunda yer almaktadır.

Er kam über Sibirien nach London.

Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.

Er ist gerade geschäftlich in London.

O, şimdi iş için Londra'dadır.

Ich war schon mal in London.

Daha önce Londra'da bulundum.

Mit Paris verglichen, ist London groß.

Paris'le karşılaştırıldığında, Londra büyüktür.

Sie ging von London nach Paris.

O, Londra'dan Paris'e gitti.

Wann seid ihr aus London zurückgekommen?

Londra'dan ne zaman döndün?

Mary leitet eine Tafel in London.

Mary Londra'da bir yemek bankası çalıştırıyor.

Er ist vorgestern nach London abgereist.

Önceki gün Londra'ya hareket etti.

Verglichen mit Paris ist London groß.

Paris'e kıyasla London büyük.

Wie ist London denn nun wirklich?

Londra aslında neye benziyor?

Ich war letzten Monat in London.

Geçen ay Londra'daydım.

Wie lange bleibst du in London?

Londra'da kaç gün kalacaksın?

Er ist dreimal in London gewesen.

- O üç kez Londra'da bulundu.
- Üç kez Londra'ya gitti.

Ich fahre diesen Sommer nach London.

Bu yaz Londra'ya gidiyorum.

Tom ist gerade geschäftlich in London.

Tom şimdi iş için Londra'da.

Wir hatten dichten Nebel in London.

Londra'da yoğun bir sisimiz vardı.

Es gibt viele Parks in London.

Londra'da çok sayıda park var.

Wann reist er nach London ab?

O ne zaman Londra için yola çıkacak?

Morgen kehrt er aus London zurück.

O yarın Londra'dan dönüyor.

Wann bist du aus London zurückgekehrt?

Londra'dan ne zaman geri döndün?

London ist, verglichen mit Tokyo, kleiner.

Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.

London ist berühmt wegen seines Nebels.

Londra sisi ile ünlüdür.

Verglichen mit Tokio ist London klein.

Tokyo'ya kıyasla, Londra küçük.

Tom hat eine Wohnung in London.

Tom'un Londra'da bir dairesi var.

Wir waren letzten Winter in London.

Biz geçen kış Londra'daydık.

Im April fahren wir nach London.

Nisanda Londra'ya gidiyoruz.

In welchem Land befindet sich London?

Londra hangi ülkede bulunuyor?

Die Endhaltestelle des Zuges ist London.

Tren Londra'ya gidecek.

- Sie hat das Buch aus London kommen lassen.
- Sie bestellte das Buch von London aus.

Kitabı Londra'dan ısmarladı.

- In London habe ich sie zuletzt gesehen.
- Zuletzt gesehen habe ich sie in London.
- Es war in London, dass ich sie zuletzt gesehen habe.

Onunla son defa Londra'da gördüm.

- Ich war den Sommer überwiegend in London.
- Ich habe den Großteil des Sommers in London verbracht.

Yaz mevsiminin çoğunda Londra'da idim.

- Hat dir die Fahrt nach London Spaß gemacht?
- Hattest du Spaß bei der Fahrt nach London?

Londra seyahatinde iyi eğlendin mi?

- Es gibt einen Direktflug von Tokyo nach London.
- Es gibt einen Direktflug von Tokio nach London.

Tokyo'dan Londra'ya doğrudan bir uçuş var.

- Ich habe einen Freund, der in London wohnt.
- Ich habe einen Freund, der in London lebt.

Londra'da yaşayan bir arkadaşım var.

- Yōko ist jetzt in London. Sie studiert Englisch.
- Yōko ist jetzt in London. Sie lernt Englisch.

Yoko, şimdi Londra'da. O İngilizce eğitimi görüyor.

- London gehört zu den größten Städten der Welt.
- London ist eine der größten Städte der Welt.

Londra, dünyanın en büyük şehirleri arasındadır.

- Bist du an diesem Tag nach London gefahren?
- Sind Sie an diesem Tag nach London gefahren?

O gün Londra'ya gittin mi?

Ich stieg in den Zug nach London.

Londra'ya giden trene bindim.

Wie spät ist es jetzt in London?

Londra'da şu anda saat kaç?

Was war dein erster Eindruck von London?

Londra ile ilgili ilk izlenimin neydi?

Ich habe ein Buch aus London bestellt.

Londra'dan bir kitap sipariş ettim.

Die Stadt liegt direkt nördlich von London.

- Kasaba, Londra'nın hemen yukarısında yer alır.
- Kasaba, Londra'nın hemen kuzeyinde yer alır.

Mein Koffer wurde versehentlich nach London geschickt.

Onlar bavulumu yanlışlıkla Londra'ya gönderdi.

In London gibt es viele schöne Parkanlagen.

Londra'da birçok güzel park vardır.