Examples of using "Schwer" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar ağırsın?
Tom ölümcül bir biçimde yaralandı.
Çok çalışıyorsun.
O zor nefes alıyordu.
- Arapça zor!
- Arapça zor.
Fransızca zordur.
Matematik zordur.
Karşılaştırmalar zordur.
Bunlar ağır.
Tom aşırı derecede nefes alıyor.
Satranç zordur.
Tom ağırdır.
Tom çok çalışır ama Mary kadar çok değil.
Valiziniz çok ağır.
Kutu çok ağırdı.
Fransızcanın zor olduğunu düşünüyor musun?
Bu çanta aşırı ağır.
Çantan ağır görünüyor.
ama oldukça zor.
Bunları bağdaştırmak zor.
Bir tanesi çok ciddiydi.
Çiğneme sorunum var.
- O çok zordu.
- Çok zordu.
Onu memnun etmek zordur.
- Herkes zor zaman geçirdi.
- Herkesin zor zamanları olmuştur.
Yunanca öğrenmek zordur.
- Dil bilgisi çok zordur.
- Gramer çok zordur.
Bu kutu ağır.
- Kutu ağırdır.
- Kutu ağır.
Ben çok etkilendim.
Onlar mücadele etti.
Arapça zor değil.
- Zor, değil mi?
- Sert, değil mi?
Her başlangıç zordur.
İngilizce bizim için kolay değildir.
Bu masa ağır.
Matematik benim için zordur.
Fransızca zor, değil mi?
Hayal etmek zor.
Tom çok hastaydı.
Tom kötü şekilde yaralanmıştı.
Harry ağır hasta oldu.
Bu bavullar ağır.
- Çok hastasın.
- Çok hastasınız.
Başta zordu.
Taşımak için fazla ağır.
Fransızca konuşmak zordur.
Biz çok hayal kırıklığına uğradık.
Tom mücadele etti.
Zor değildi.
Tom kötü yaralı.
Tom ağır hasta.
- Tom kötü yaralandı.
- Tom ağır yaralıydı.
Başlamak her zaman zordur.
Onlar ağır silahlı mıydı?
Taş ağırdır.
Bu onlar için zor.
Hiç kimse kötü bir şekilde yaralanmadı.
Korece öğrenmek zordur.
Bir politikacı olmak zor.
Onu yapmak ne kadar zor olurdu?
Bu kitap ağır.
Siz cidden hastasınız.
Gerçekten meşguldüm.
Tom ağır değil.
Tom çok çalıştı.
Onlar onun ciddi olarak hasta olduğunu söylüyorlar.
Çok fazla ağır.
Yunanca öğrenmek zor mudur?
Bu metni okuması zor.
- Bu romanı anlaması zordur.
- Bu, anlaşılması zor bir roman.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
Direnmek zordur.
Seni anlamak zor.
Tom biraz geç kavrıyor.
Hollandaca öğrenmek zor değildir.
- O çok zordu.
- Çok zordu.
Tom'u memnun etmesi zordur.
Tom Fransızca öğrenmede zorlanıyor.
mezgit balığı stoğunun büyüklüğünü
o kadar zor durumdayken
Cezaları çok ağırdır
tarafından feci şekilde dövüldü .
Para toplamak çok zor olduğu için...
İnanmak zordu.
Herkesi memnun etmek zordur.
Niçin sıkı çalışıyorum?
Söylemesi zor.
İş çok zordu.
Saray sıkı şekilde korunuyordu.