Examples of using "Brachte" in a sentence and their turkish translations:
O ona çikolata getirdi.
Bizi bir araya getiren bu.
Tom Mary'ye biraz meyve suyu getirdi.
Tom çöpü dışarı çıkardı.
O iyi haberle geldi.
O beni güldürdü.
Onu ağlattım.
Onu ağlattım.
Onu ağlattı.
Ben onu hastaneye götürdüm.
Tom, Mary'yi hastaneye götürdü.
Tom Mary'ye asansöre kadar eşlik etti.
Onu ağlattı.
Tom beni gülümsetti.
Beni güldürdü.
Bu onun yüzüne bir gülümseme getirdi.
Bu onun yüzüne bir gülümseme getirdi.
- O, beni ağlattı.
- Beni ağlattı.
- O, beni ağlattı.
- Beni ağlattı.
Onu ağlattı.
Tom Mary'yi okula götürdü.
Tom beni ağlattı.
Tom konuklarına biraz içecek getirdi.
Tom ön kapıya kadar Mary'yle yürüdü.
Tom, Mary'yi gülümsetti.
Tom beni güldürdü.
Bu beni düşündürdü.
O beni güldürdü.
O beni otobüs durağına götürdü.
O, bize üzücü haber getirdi.
Bill bana kitap getirdi.
Tom, Mary'yi ağlattı.
Tom Mary'ye nasıl satranç oynayacağını öğretti.
Bu insanları gülümsetti.
Tom, Mary'yi yatırdı.
O, makineyi çalıştırabildi.
Bu fotoğraf çocukluk hatıralarımı yeniden canlandırdı.
Resim bir sürü anıyı geri getirdi.
O, düşüncelerini kağıda döktü.
Onun hikayesi bizi güldürdü.
Tom çocukları yatağa koydu.
O bize şarkı söylemeyi öğretti.
Tom, Mary'ye yemek pişirmeyi öğretti.
Tom Mary'ye bir bardak su getirdi.
Tom'a nasıl araba süreceğini öğrettim.
Tom'a birkaç tane kurabiye getirdim.
O, çocukları yatağa koydu.
Tom bana araba sürmeyi öğretti.
- O bana bir bardak çay getirdi.
- O, bana bir fincan çay getirdi.
O bana nasıl yazacağımı öğretti.
O, çocukları güldürdü.
Zehir alarak kendini öldürdü.
Mary, çocuklarına Rusça öğretiyordu.
Köpeğimi veterinere götürdüm.
O annemi ağlattı.
Tom düşüncelerini kâğıda döktü.
Tom kız kardeşini ağlattı.
Tom bana bir bardak su getirdi.
Tom'a nasıl yemek pişireceğini öğrettim.
Tom Mary'ye küçük bir hediye getirdi.
Memnuniyetsizliğini ifade etti.
Düşüncelerini kağıda döktü.
Onu yatağa geri götürdüm.
Tom her zaman beni güldürür.
O neredeyse beni güldürdü.
O, çocukları güldürdü.
Dan köpekleri yatıştırdı.
Tom Mary'ye okumayı öğretti.
Tom çöpü çıkardı.
Bu neredeyse beni ağlattı.
Onu deli etti.
Tom çocukları güldürdü.
Teyzem bana bazı çiçekler getirdi.
Oyun yapması için köpeği eğittim.
Çocukları okula götürdüm.
O, ona nasıl piyano çalacağını öğretti.
Tom bana bir bardak çay getirdi.
Tom, Mary'yi yüzdürdü.
Tom köpeğini Mary'nin evine getirdi.
O bana nasıl araba kullanılacağını öğretti.
Tom kızını okula götürdü.
Tom, Mary'ye nasıl bisiklet süreceğini öğretti.
Polis, Tom'u karakola götürdü.
Tom oğlunu işe getirdi.
O, paketi postaneye götürdü.
Tom kızını işe getirdi.
O beni açıkça düşündürdü.
O, kitabı kütüphaneye geri götürdü.
Bill'e bir mühendis olmasını karar verdiren nedir?
Fırtına ağır kayıplar getirdi.
O, masa örtülerini çamaşırhaneye götürdü.
Onun güzelliği onu birçok tehlikeye maruz bıraktı.