Examples of using "Nachricht" in a sentence and their turkish translations:
Mesaj bırak.
Bana bir mesaj yaz.
Bu mesajı iletin.
Lütfen bir mesaj bırakın.
Tom'un mesajını aldınız mı?
Mesajını aldım.
Mesajı deşifre edebilir misin?
Tom'a bir not yazmalısın.
Haber beni üzdü.
Mesajı deşifre edebilir misiniz?
Mesajı aldın mı?
Mesajımı aldın mı?
Bu iyi haber.
Bu mesaj mantıklı değildir.
Dün mesajını aldım.
İyi haberi duydum.
Mesaj bırakacak mısın?
Haber onu sıkıntıya soktu.
Bir mesajım var.
Bir mesaj var mı?
Tom mesaja baktı.
Bana önce iyi haberi söyle.
Senin mesajın nedir?
Bir mesajınız var.
Onlar onun mesajını sevdiler.
Mesajınız gönderildi.
Edward mesajı okudu.
Haber doğru olamaz.
Bana bir not bıraktı.
Tom Mary'ye bir mesaj gönderdi.
Tom Mary'ye bir mesaj gönderdi.
Biri sana mesaj bıraktı.
Tom sizin için bir mesaj bıraktı.
Haberi ne zaman duydun?
Haber onu çok üzdü.
O haberi nasıl aldı?
Ona bir mesaj bırakmak ister misiniz?
Mesajını henüz aldım.
İyi haber şu ki
Bir mesaj da vermek istiyorum
Bir mesaj bırakmak ister misiniz?
İyi haber nedir?
Haber hızla yayıldı.
Bildirim kötü biçimde basıldı.
Haber umutlarımızı yıktı.
Haber onu çok rahatsız etti.
Haber ona çok acı verdi.
Haberler mutluluğumuzu artırdı.
Haber şüphelerimi doğruladı.
Haber onu mutlu yaptı.
Haber onu memnun etti.
O, herhangi bir mesaj bırakmadı.
O iyi haberle geldi.
Tom Mary için bir not bıraktı.
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
Kötü haber nedir?
Mesjı bir kez daha okuyun.
Tom bana bir not gönderdi.
Bir mesaj bırakmak ister misin?
Tom bir mesaj göndermek istedi.
Tom mesajımı aldı mı?
Mesajını aldım.
İyi haberim var.
Bir mesaj bıraktım.
Tom'a bir mesaj gönderdim.
Mesaj Fransızcaydı.
Tom Mary'ye John'un mesajını verdi.
Mesaj bırakacağım.
Tom bir not bırakırdı.
Ben bir mesaj bırakırdım.
Mesajımı aldın mı?
Haber gerçek olabilir mi?
Ne harika bir haber!
Bu habere şaşırdım.
İyi haberdi.
Bu haber beni üzüyor!
Bu mesaj onun için.
Bu iyi haber.
O haber yayıldı.
Haber kamuoyunu şok etti.
Tom bir mesaj bırakmadı.
Tom bir mesaj bıraktı.
Mesajı gördüm.
Bu mesaj senin için.
Bu mesaj onun için.
Haber onu derinden üzdü.
Haberi ona ilettim.
Bu haber heyecanlı.
O, haberi duyduğuna memnun.
Haberi duyduğuma memnun oldum.