Examples of using "Angelegenheiten" in a sentence and their turkish translations:
Onlar önemli konular.
Sadece acil durumlarda seyahat edin.
Resmi iş asla acil değildir.
- Seni ilgilendirmez.
- Kendi işine bak!
Başkalarının işlerine burnunu sokma.
Kendi işlerine bak.
Benim işlerime karışmayın.
Kendi işine bak.
Başkasının işine burnunu sokma!
İşlerime karışmayın.
Başkasının işine burnunu sokma.
Benim kişisel işlerime burnunu sokma.
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.
Başkalarının işlerine karışmayın.
Diğer insanların işine karışmayın.
- Başkalarının işlerine karışmayın.
- Başkalarının işlerine burnunu sokma.
Sen kendi işini önemsemelisin.
Burnumu başkalarının işine sokmam.
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.
Neden kendi işine bakmıyorsun?
Uluslararası konularla ilgili çok az deneyimi var.
Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.
Ofisimde ilgilenmem gereken önemli işlerim var.
O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.
Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.
kendi başlarına karışık gördükleri ön bahçe.
Büyük ülkeler küçük ülkelere karışmamalıdır.
Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.
Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.
Kendi işlerinle meşgul ol ve başkalarına ayak bağı olma!
Tom, Mary'ye kişisel meselelerine karışmamasını söyledi.
Birçok çiftler anlamsız meselelerde tartışırlar.
Kendi başımın çaresine bakabilirim. Aptal değilim.
Bana ne yapacağımı söylemeyi bırak ve sen kendi işine bak.
Rusya, Avrupa Birliği ve ABD; birbirlerini Ukrayna'nın iç işlerine müdahale etmekle suçluyorlar.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
Politika insanları onları ilgilendiren şeylere karışmalarını önleme sanatıdır.