Examples of using "Tribunal" in a sentence and their turkish translations:
Mahkemeye çıkarıldı,
ne yaşadığımı anlatacağım.
Mahkemede görüşürüz.
kendisi ben kürsüye çıkmadan önce
Kısım iki, ceza mahkemesi.
Mahkeme onu suçlu buldu.
Mahkemede görüşürüz.
Mahkeme, temyizi reddetti.
Yarın mahkemede tanıklık etmek zorundayım.
Mahkemenin kararı kesindir.
Bu yüzden mahkemede sade bir İngilizceyle konuşurum.
Bir federal mahkeme tarafından nihayet anayasaya aykırı bulunduğunda
mahkemeye çıktıklarında çok kötü hissediyorlar.
Mahkeme kararını temyiz ettiler.
müvekillerin yüzde 99'u mahkemeye geri dönüyorlar,
Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.
Müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum.
ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi.
Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken yapılan aramadan bunalıyorlar.
kırılgan gözükme korkumdan daha büyük olduğunu anladığımda,
Kısım iki, şehirdeki en kötü mahkeme olarak bilinir,
Standart şehir mahkemesiydi, adaletin döner kapısıyla
Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti ve mahkemede oturuyordu.
Ayağa kalktığında "Hakim hanım, mahkemeye döndüm
Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.
Bir yalan dedektörü testinin sonuçları mahkemede kabul edilmez.
Adliyenin basamaklarından inerek çıktığımda bir basın fırtınası vardı.
aralarında davalık durum kalmamıştı fakat mahkeme bitmiyordu bir türlü
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
Askeri mahkeme hapis cezasını reddetti, bu yüzden davası Akranlar Odası'na gitti.