Translation of "Tribunal" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Tribunal" in a sentence and their turkish translations:

Au tribunal,

Mahkemeye çıkarıldı,

Et de mon tribunal.

ne yaşadığımı anlatacağım.

Rendez-vous au tribunal !

Mahkemede görüşürüz.

Avant que j'arrive au tribunal,

kendisi ben kürsüye çıkmadan önce

Le tribunal pénal « Part Two ».

Kısım iki, ceza mahkemesi.

Le tribunal le déclara coupable.

Mahkeme onu suçlu buldu.

On se verra au tribunal.

Mahkemede görüşürüz.

Le tribunal a rejeté l'appel.

Mahkeme, temyizi reddetti.

Je dois témoigner au Tribunal demain.

Yarın mahkemede tanıklık etmek zorundayım.

La décision du tribunal est définitive.

Mahkemenin kararı kesindir.

Je parle donc un anglais simple au tribunal.

Bu yüzden mahkemede sade bir İngilizceyle konuşurum.

Lorsqu'un tribunal fédéral a finalement jugé que c'était inconstitutionnel,

Bir federal mahkeme tarafından nihayet anayasaya aykırı bulunduğunda

Les choses empirent quand ils entrent dans le tribunal.

mahkemeye çıktıklarında çok kötü hissediyorlar.

Ils ont fait appel de la décision du tribunal.

Mahkeme kararını temyiz ettiler.

96% des clients reviennent pour chaque comparution devant le tribunal,

müvekillerin yüzde 99'u mahkemeye geri dönüyorlar,

Que j'ai apportée avec moi au tribunal municipal de Newark.

Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.

Je savais que ce tribunal ne pouvait pas être équitable.

Müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum.

On m'a informée que j'étais mutée dans un tribunal pénal -

ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi.

Tout d'abord, la fouille de la sécurité du tribunal les agace.

Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken yapılan aramadan bunalıyorlar.

était plus important que ma peur de paraître vulnérable au tribunal,

kırılgan gözükme korkumdan daha büyük olduğunu anladığımda,

Part Two était réputé comme le pire tribunal de la ville,

Kısım iki, şehirdeki en kötü mahkeme olarak bilinir,

C'était un tribunal urbain typique avec une justice de porte-tambour :

Standart şehir mahkemesiydi, adaletin döner kapısıyla

Étonnamment, deux semaines plus tard, il était de retour au tribunal.

Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti ve mahkemede oturuyordu.

Son tour venu, il a dit : « Je suis revenu au tribunal

Ayağa kalktığında "Hakim hanım, mahkemeye döndüm

Cela aide le tribunal à rétablir sa relation avec la communauté,

Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.

Les résultats d'un détecteur de mensonges ne sont pas admis au tribunal.

Bir yalan dedektörü testinin sonuçları mahkemede kabul edilmez.

Quand je suis sorti du Tribunal, et il y avait une tempête médiatique.

Adliyenin basamaklarından inerek çıktığımda bir basın fırtınası vardı.

Il n'y avait aucun cas entre eux, mais le tribunal n'a jamais pris fin

aralarında davalık durum kalmamıştı fakat mahkeme bitmiyordu bir türlü

Les procureurs au tribunal doivent étayer leurs affirmations pour prouver qu'un suspect est coupable.

Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.

Un tribunal militaire a refusé de prononcer une sentence, alors son cas a été renvoyé à la Chambre des pairs.

Askeri mahkeme hapis cezasını reddetti, bu yüzden davası Akranlar Odası'na gitti.