Examples of using "Simple" in a sentence and their turkish translations:
Basit!
çok basit
Basitti.
ama şu resimle daha iyi anlaşılır.
bu kadar basit!
bu kadar basit
bu çok basitti ” diyor .
O oldukça basit.
Gerçekten basit.
Onu basitleştir.
Sen deneyimsizsin.
Altında yatan basitti:
Bu aslında basit bir blok
Bu basit bir soru
O çok basit.
Bunu hepsi oldukça basit.
- Onun hepsi çok basit.
- Çok basittir.
- Bu kolay.
- O kolaydır.
Bu basit bir hata.
O basit bir adam.
Bunun basit olması gerekiyordu?
Her şey son derece basit.
Bu işlem basit.
Görev basitti.
Bu sadece bir rastlantı.
Tek ya da çift kişilik oda?
Bu soru kolay değildir.
Dünyayı kurtarmak kolay bir şey.
Bu kadar basit.
Çözüm basit: duvara doğru git,
Ve çok basitleştirirsek
Oran ne kadar basitse
Bu kadar basit.
sadece bir çatıdan ibaret değildir.
Bu basit bir çözüm.
kaldıraç basit makine yok
ve bu sadece basit bir tanesi.
O sade bir elbise giymişti.
- Bu sorun çok basit.
- Bu problem çok basit
O çok basit bir fikir.
- Bu soru kolay değildir.
- Bu soru kolay değil.
Çözüm oldukça kolaydı.
Basit bir hayat yaşıyorum.
Keşke o kadar kolay olsa.
Aslında o oldukça basitti.
Bu basit, ama güzel.
Basit ama işe yarıyor.
Yalnızca bir yanlış anlamamıydı?
- Cevap çok basit.
- Cevap çok kolay.
Bu oldukça basit bir kavram.
O bu kadar basit olabilir mi?
Bu bir tesadüf mü?
Bu gerçekten bu kadar basit mi?
Gerçek çok basit.
Bu çok basit bir süreç.
O kadar da basit değil.
Bu sorun çok basit.
Bu çok basit bir soru.
Bu, oldukça basit bir fikir.
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
Tek kişilik bir oda ister misin?
O kadar basit değil.
Gidiş dönüş mü? Sadece tek yön.
Bu sadece bir tesadüftü.
Okumak yazmaktan daha kolaydır.
Bir ev sadece bir binadan daha fazlasıdır.
Sana basit bir soru sormak istiyorum.
Bana daha kolay bir şey sor.
Esperanto dil bilgisi çok basittir.
Normal, basit bir mesaj yazarken bile,
Bu erdeme "saf nezaket" demeyi seviyorum.
o zaman birde şöyle bakalım, daha basit düşünelim
Bu daha basit ve daha güvenilir.
Hiçbir şey kolay gelmez.
Bu gerçekten o kadar basit değil.
Bu arabayı sürmek kolaydır.
Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
Her şey kolaydı.
Bunun sebebi çok basit.
Ne yazık ki cevap basit değil.
Daha basit bir çözüm arıyorum.
Ne yazık ki, o kadar basit değil.
- Cevap hiç de kolay değil.
- Cevabı hiç basit değil.
Ben sadece mütevazı bir öğretmenim.
O, ona basit bir akşam yemeği yaptı.