Examples of using "Salive" in a sentence and their turkish translations:
Nefesinizi boşa harcamayın.
karıncalar toprağı ısırarak toprağı tükürüğüyle yumuşatıyorlar
Çikolatayı yedikten sonra tükürüğümün tadından nefret ederim.
Nefesini harcama. Onunla konuşmanın hiçbir faydası yok.
tükürük, hapşırma ve öksürme yoluyla bulaşan virüs yayılır, onu kaotik ve kaybolur.
Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.