Translation of "Fourmis" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Fourmis" in a sentence and their turkish translations:

fourmis paresseuses de fourmis bergères

çoban karıncaların tembel olanları

fourmis brièvement

karıncalara kısaca

Les fourmis adorent

karıncalar bunu seviyor

Ne mangez pas ces fourmis, mangeur de fourmis alors?

bu karınca yiyen o zaman karıncayı yiyemiyor mu?

Mais chez les fourmis

ama karıncalarda

Oui ces fourmis sonnent

evet bu karıncaların sesi

Voilà pourquoi les fourmis,

işte bu yüzden karıncalar,

Les bergers ont des fourmis rouges Il y a des fourmis tueuses

çobanı var kırmızı karıncalar var katil karıncalar var

Alors, qui sont ces fourmis?

peki, kim bu karıncalar?

Ce vraiment dünaya les fourmis

karıncalar gerçekten bu dünayaya

fourmis essayant de plaire stupide.

karıncalar düz mantıkla çalışırlar.

Ces fourmis sont très fréquentées

çok kalabalıktır bu karıncalar

Un pont de fourmis maintenant!

hemen bir karınca köprüsü!

C'est le son des fourmis

işte karıncaların çıkardığı ses bu

Ces fourmis chevauchant mes ancêtres

atamı biniyor bu karıncalar

Les fourmis chevauchent la légionnaire

bu karıncalar tırtıla biniyorlar

Le gâteau grouillait de fourmis.

Kek karıncalarla kaynıyordu.

Le sucre attire les fourmis.

Şeker, karıncaları çeker.

Quand un petit groupe de fourmis qui en mangeant des fourmis branche fourmilier

küçük bir karınca grubuna karıncayiyen daldığında o karıncaları yiyerek

- Tom a des fourmis dans les jambes.
- Tom a des fourmis dans la jambe.

- Tom'un pantolonunda karıncalar var.
- Tom'un kıçında kurt var.

Créatures très étranges que les fourmis

çok garip yaratık bu karıncalar

fourmis dans un cas d'immigration ordinaire

karıncalarda göç olağan bir olay

Communiquer Une autre caractéristique des fourmis

karıncaların bir diğer özelliği ise iletişim kurmaları

Nid de fourmis entraîne des ruptures

parçalayan yuvasına götüren karınca

Les fourmis travaillent dur tout l'été.

Karıncalar bütün yaz çok çalışır.

J’ai des fourmis dans la jambe.

- Ayağım uyuştu.
- Ayağımda karıncalanma var.

Les fourmis ont-elles des oreilles ?

Karıncaların kulakları var mı?

Il veut se débarrasser des fourmis.

Karıncalardan kurtulmak istiyor.

Les gens ont l'air de fourmis.

İnsanlar karıncalara benzer.

Les fourmis pullulent autour du sucre.

Karıncalar şekerin etrafına üşüşüyorlar.

- Il essaya de se débarrasser des fourmis.
- Il a essayé de se débarrasser des fourmis.

O, karıncalardan kurtulmaya çalıştı.

Alors les fourmis pucerons qui se nourrissent

peki karıncaların yaprak biti beslediğini

Les fourmis sont considérées comme la fertilité.

karıncalar bereket olarak görülür.

Les fourmis ont une autre caractéristique inconnue

karıncaların bilinmeyen bir özelliği daha var

Et ils forment une île officiellement fourmis

ve bir resmen karınca adası oluşturuyorlar

D'autres fourmis grimpant sur ce pont continuent

diğer karıncalar bu köprünün üzerinden devam ederek tırmanıyor

Presque toutes les fourmis nichent sous terre

karıncaların hemen hemen hepsi yer altına yuva yapıyor

Nous avons des fourmis dans la cuisine.

Mutfağımızı karınca basmış.

Si les fourmis sont les ennemis des abeilles.

karıncalar ise arının düşmanıdır.

Fourmi reine essaie de nourrir toutes les fourmis

kraliçe karıncayı beslemek için çalışır bütün karıncalar

Mais ils y laissaient encore des fourmis mortes

fakat yinede ölen karıncayı orada bırakmıyorlar

100 mille fourmis vous mordent en même temps

100 bin tane karıncanın sizi aynı anda ısırdığını

Travailler comme des fourmis attirées par cette sécrétion

işte karıncalar bu salgıyı çek seviyor

Après un moment, les fourmis quittent le nid

bir süre sonra karıncalar bu yuvalarını terk ediyor

Après la consommation d'énergie meurent toutes les fourmis

enerjileri tükendikten sonra ise karıncaların hepsi ölüyor

Ne voit tout simplement pas les yeux des fourmis

işte karıncaların gözleri görmüyor

Les fourmis le font, mais ne mangent pas ici

işte karıncalar da bunu yapıyor fakat yemiyorlar

Bien que ce soit toujours ses pires fourmis ennemies

buna rağmen karıncanın yine en büyük düşmanı kendisi

Le plus grand ennemi devient à nouveau des fourmis

karıncanın da yine en büyük düşmanı karınca oluyor

Il existe à nouveau de nombreux types de fourmis

karıncaların yine bir çok farklı türü var

Les fourmis et les girafes sont des parents éloignés.

Karıncalar ve zürafalar uzak akrabadırlar.

Les fourmis et les girafes sont des cousins éloignés.

Karıncalar ve zürafalar uzak kuzenlerdir.

Les fourmis vivent au sein d'une société bien organisée.

Karıncalar iyi organize edilmiş bir topluma sahiptir.

La reine des fourmis produit des œufs de quelques secondes

kraliçe karınca ise, bir kaç saniyede bir süreli yumurta üretir

Encore une fois, les fourmis ont une autre caractéristique humaine

yine karıncaların insana benzer bir özelliği daha var

Les fourmis ramollissent avec la salive en mordant le sol

karıncalar toprağı ısırarak toprağı tükürüğüyle yumuşatıyorlar

Pendant ce temps, les abeilles ne peuvent rien faire aux fourmis.

bu arada arılar karıncalara hiçbir şey yapamazlar.

La taille de la structure fait penser pour l'instant aux fourmis

yapılan yapının büyüklüğünü bir düşünün şimdi karınca için

Tout le monde connaît l'histoire des fourmis et des cigales chaque état

ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilmeyen yoktur her halde

Que se passe-t-il si elle est mouillée, sucrée ou fourmis?

peki ıslanırsa ne olur şeker mi bu karıncalar?

Il est impossible car il est un mangeur de fourmis de créature

madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var

Les fourmis et les abeilles sont des exemples de diligence et d'harmonie.

Karıncalar ve arılar, çalışkanlık ve uyum örnekleridir.

Je serai loin du sol, hors de portée des serpents, scorpions et fourmis.

ve bu da beni yılanların, akreplerin ve karıncaların olduğu zeminden uzaklaştırır.

Il n'y a pas de créatures que les fourmis ne peuvent pas tuer

karıncaların öldüremeyeceği hiçbir canlı yok

Donc au final je me suis retrouvé dans un long métrage de fourmis

sonunda karıncada da kendime göre bir özellik buldum yani

On a des fourmis dans la cuisine. Il faut qu'on appelle un exterminateur.

- Mutfakta karıncalar var. Bir ilaçlamacıyı aramamız gerekiyor.
- Mutfağı karınca basmış. Bir ilaçlamacı çağırmalıyız.

Ok ok, nous ne connaissons pas la langue des fourmis nous la fermons maintenant

tamam tamam biz karınca dilini bilmiyoruz bunu kapatalım şimdi

En parlant des principaux nids de fourmis du produit du renseignement et du renseignement

zeka demişken asıl zeka ürünü karıncaların yuvaları

Les fourmis se déplacent pour suivre les traces de ces produits chimiques venant de derrière

arkadan gelen karıncalar bu kimyasal izleri takip ederek ilerliyorlar