Examples of using "Recommandé" in a sentence and their turkish translations:
Tom'a tavsiye ettim.
Tom, Mary'ye tavsiye etti.
Bunu kim önerdi?
İş için Tom'u tavsiye ettim.
Tom iş için seni tavsiye etti.
Öğretmen Shakespeare okumamı önerdi.
Hemşire onun yürümeyi denemesini tavsiye etti.
Bunu taahhütlü mektupla göndermek istiyorum.
Tom'u pozisyon için kim önerdi?
Bunu taahhütlü posta ile göndermek istiyorum.
Benim veteriner köpeğimi ötanazi yapmamı tavsiye etti.
Öğretmenim bana Shakespeare'i okumamı önerdi.
Lütfen bunu taahhütlü posta ile gönderin.
Doktor diyet yapmam için talimat verdi.
O, ona çok fazla yememesini tavsiye etti.
Ben sana hiçbir şeye dokunmaman için açık talimatlar vermiştim.
İngilizce öğretmenim bana bu kitapları okumamı öğütledi.
programın yönlendirmesi sonrasında sahip olduğu,
Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.
Birkaç yakınım bu apart oteli tavsiye ettiler.
- Bunu iadeli taahhütlü gönderirsem kaç gün sürer?
- Kayıtlı posta ile gönderirsem kaç günde teslim edilir?
- Takipli posta ile yollasam kaç günde ulaşır?
Doktor formda kalmak için biraz spor yapmaya başlamamı tavsiye etti.
Şifrelerinizi başkalarının görebileceği yerlere yazmamanız önerilir.
O, ona, oraya tek başına gitmemesini tavsiye etti.
O, ona, kız arkadaşına onu sevdiğini söylemesini istedi.
Tom Shippey'in Viking destanları üzerine şiddetle tavsiye edilen kitabı 'Laughing Shall I Die' bağlantısına ulaşabilirsiniz.
Doktorun sana tavsiye ettiği gibi yapsan iyi olur.
O, ona arkadaşlarından ödünç para almamasını tavsiye etti.
O ona sigaradan vazgeçmesini tavsiye etti fakat o onu dinlemezdi.
Ona onun tarafından arkadaşlarından borç para almaması tavsiye edildi.
O, ona tüm parasını kız arkadaşına harcamamasını tavsiye etti.
O ona çok hızlı araba sürmemesini tavsiye etti fakat o onu dinlemedi.
O ona çok fazla tuz kullanmamasını tavsiye ederdi fakat o onu dinlemezdi.
O ona sigara içmeyi azaltmasını tavsiye etti fakat o yapabileceğini düşünmüyordu.
O ona oraya tek başına gitmesini tavsiye etti fakat o onun iyi bir tavsiye olduğunu düşünmüyordu.
O ona kullanılmış araba almamasını tavsiye etti fakat o onun tavsiyesini dinlemedi.
O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti fakat o ihtiyacı olduğunu düşünüyordu.
O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.
O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.
O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti fakat o gitmeye korktu.