Examples of using "Profiter" in a sentence and their turkish translations:
Onun tadını çıkarmak istiyorum.
hem kendiniz
...kurt fırsatı değerlendiriyor.
hem diğer insanların faydalanması için.
Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.
Bu fırsatı değerlendirmelisin.
Ben kimseden yararlanmak istemiyorum.
Bu anın tadını çıkarmak istiyorum.
Bu fırsattan yararlanmak istiyorum.
İnsanların sizden yararlanmasına izin vermeyin.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
Güneş ışığı için minnettarım.
Neden gününü gün etmiyorsun?
Boş zamanından yararlanabilirsin.
Onun senden yararlanmasına izin verme.
- Onun masumiyetinden yararlanmamalısın.
- Onun saflığından yararlanmamalısın.
Ben tatiller için müteşekkirim.
ama şansımı denemeye ve onlara her şeyi anlatmaya karar verdim.
Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.
Gece tekrar gelmeden önce...
Çiti boyamak için iyi hava koşullarından yararlanmalısınız.
gelecek nesillere fayda sağlayabilecek bir işi bitirmek.
aile yaşamının tadını çıkarmak için işi tamamen bıraktığını gözlemliyorum.
Dikkatli olmazsan seni haklayacak.
Biraz eski moda gibi ama o zamanlar bunun bir nedeni vardı.
şimdiki çocuklar pek bunun keyfini çıkaramıyor sanırım
Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.
Bu fırsattan yararlanmalısın.
ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.
Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
''Gündüzleri sevecen ve sıcakkanlı bayanları severim. Bir kahve fincanın tadına varmayı
Sadece bundan hoşlanmalıyız ve kaça mal olduğu hakkında endişe etmemeliyiz.
Fırsattan yararlanmalısın.
Kawa bir JVM(Java Sanal Makinesi) gerçekleştirme projesidir.Bu bütün Java kütüphanelerini avantajlı bir şekilde kullanmaya izin verir.
Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.
Cuma geldiğinde benim rahatlama ve hafta sonunun keyfini çıkarma zamanım.
Yerçekimini yararınıza kullanabiliyorsanız, onu yapın.
Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.