Examples of using "Pleuvrait" in a sentence and their turkish translations:
O, ona bütün gün yağmur yağacağını söyledi.
Yağmur yağma ihtimaline karşın yanına bir şemsiye al.
Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
Yağmur yağma ihtimaline karşın yanına bir şemsiye al.
Yağmur yağması halinde, gitmem.
Yağmur yağma ihtimaline karşı yanına bir şemsiye alsan iyi olur.
Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyeni getirmeyi unutma.
Yağmur yağmazsa.
Bence yağmur yağarsa diye bir şemsiye alman daha iyi olur.
Hava durumu raporu bu öğleden sonra yağmur yağacağını söyledi, ama öyle olacağını sanmıyorum.
Yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.
- Yağmur ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.
- Yağmur yağması ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.