Examples of using "Perdue" in a sentence and their turkish translations:
Kaybolmuştum.
Gerçekten kaybolmuştum.
Hepsi boşuna .
Kayboldum.
Tom umudun ötesinde.
Kayıp gençliğim için ağlıyorum.
Oğlan kayıp anahtarı arıyordu.
O, kalabalıkta kendini kaybetti.
Kayboldunuz.
Polanya henüz kaybetmiş değil.
Şaşırdın mı?
Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
Güzel Fransızca lisanı kayboldu.
Onu nasıl kaybettin?
Kaybettiğin küpeyi buldum.
"Sende kaybolduysan"
- Kalabalıkta onun görüntüsünü kaybettim.
- Kalabalıkta gözümden kayboldu.
Kendimi kaybetmiş hissediyorum.
Çocuk kaybettiği anahtarı arıyordu.
Tom serseri bir kurşun tarafından öldürüldü.
Kayıp dilin arayışındayım.
Kahkaha olmayan bir gün, boşa harcanmış bir gündür.
Bozma moralini John. Denizde daha çok balık var.
Kayboldum.
Bu kaybettiğim aynı saattir.
Ben ormanda yolumu kaybettim.
Kaybolmuş gibiydim ve bu döngüye bir kez girince
Krizden sonra bazı açılardan gerçek bir fırsat kaçtı.
Bana güzel bir saat verdi fakat onu kaybettim.
Şans eseri kayıp kamerasını buldu.
Sadece çok kaybolmuş hissediyorum.
Şaşkın olduğumu söyledim.
- Sensiz kayıp hissediyorum kendimi.
- Sen olmayınca kendimi boşlukta hissediyorum.
Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Hiç böyle kaybolmuş hissetmemiştim.
Seni sonsuza dek kaybettiğimi düşündüm.
Kafam tamamen karıştı.
Yerde kalın yoksa bir serseri kurşunla vurulabilirsiniz.
Ben ormanda kayboldum.
Ormanda kayboldum.
Ben sensiz kaybolmuş hissettim.
Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı saat.
Her nüans çeviride kaybolur.
Seni kaybettiğimi düşündüm.
Ben kaybolduğunu düşündüm.
Kayıp mı oldunuz?
Yolunu mu kaybettin?