Examples of using "Pleure" in a sentence and their turkish translations:
Tom hâlâ ağlıyor.
Eliza ağlıyor.
O, ağlıyor.
Emily ağlıyor.
Ağlama.
Evet, ben ağlıyorum.
Tom da ağlıyor.
Bebek ağlıyor.
Ben çok ağlarım.
Ağlama.
Kolayca ağlıyorum.
Arkadaşım ağlıyor.
Ağlama.
Bana onun neden ağladığını söyleyin.
Ağlamıyorum.
Kız kardeşim sık sık ağlar.
- Neden ağlıyor bilmiyorum.
- Onun neden ağladığını bilmiyorum.
Çocuk artık ağlamıyor.
Herkes ağlıyor.
- "Tom ağlıyor." "Biliyorum."
- "Tom bağırıyor." "Biliyorum."
Her gün ağlarım.
Erkek kardeşim sık sık ağlar.
- Asla ağlamam.
- Ben asla ağlamam.
O sarhoş olduğunda o her zaman ağlar.
Ağlayan şu erkek çocuğunu tanıyor musun?
ama ağlamıyordu,
O, "ağlama." dedi.
Ağlamak istiyorsanız ağlayın.
O neredeyse her gün ağlıyor.
Bebek uzun süredir ağlıyordu.
Kolay kolay ağlamam.
Tom ağlıyor gibi görünüyor.
Ben her zaman ağlarım.
Tom odasında ağlıyor.
Kayıp gençliğim için ağlıyorum.
Şimdi gülümse, sonra ağlarsın!
Ben nadiren ağlarım.
Tom her zaman ağlıyor.
Ağlama. Seni seviyorum.
Tom niçin ağlıyor?
İçince hep nara atar.
Çocuk güleceği yerde ağlıyor.
Neden ağlıyorum?
Lütfen ağlama.
O bebek neden ağlıyor?
Bebek niçin ağlıyor?
Çok üzgün olduğumuz zaman ağlarız.
Neden herkes ağlıyor?
Tom sarhoş olduğunda sık sık ağlar.
Ağlayan oğlanı tanıyor musun?
O nedir? Birisi ağlıyor gibi geliyor.
Bebek, neredeyse on dakikadır ağlıyor.
Ağla: gözyaşları kalbin yapraklarıdır.
Ağlama, Tom.
O, ağlıyor.
Bu şarkıyı her dinlememde ağlarım.
Bebeğin neden ağladığını bilmiyorum.
Bu resmi görünce hep ağlarım.
Tom ağlıyor.
Ağlayan bir bebeğe bakmak zordur.
Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.
Harika, uçakta bir bebek çığlığı daha.
Kız arkadaşım ağlıyor.
Bu filmi her gördüğümde ağlarım.
Tom ağlamıyor.
Gözyaşları kentteki yağmur gibi kalbimde düşer.
Ağlama. Her şey iyi olacak.
Çok üzgün olduğumuz zaman ağlarız.
Verlaine şiiri der "yağmur kente düştükçe gözyaşları kalbime düşer"
Bir yerde bir çocuk ağlıyor.
Boşuna üzülme.