Examples of using "Option" in a sentence and their turkish translations:
Bu kesinlikle bir seçenek.
Diğer seçenek nedir?
Tek seçeneği... ...saldırmak.
Yalnızca tek seçenekleri var.
- Hiçbir seçenek görmüyorum.
- Hiçbir seçeneği anlamadım.
Diğer seçeneğin nedir?
Diğer seçeneğimiz nedir?
O bir seçenek değil.
Başka bir seçenek bulmak zorunda olacağız.
Başka bir seçenek önerebilir miyim?
Başka seçenek görmedim.
Başka seçenek görmüyorum.
Başka bir seçenek daha var.
Başka seçenek yok.
Şimdi tek bir seçenek mevcuttur.
Başka ne seçenek var?
tehlikeli
Bu yol, buradan çıkmak için en iyi şansım olacak.
Fakat orman faresinin böyle bir seçeneği yok.
Geri çekilme, Olaf için bir seçenek değildi.
Kurtarma ekibini çağırmaktan başka çarem yok.
Neden o bir seçenek değil?
Başka bir seçenek düşünmek istemediğinden emin misin?
Hangi seçenek panzehri yenilememiz için bize en iyi şansı verir?
Tek seçenek var: Bu tepeden halatla inmek.
Diğer seçenekse kendi halatımı kullanmak. Onu bağlayıp yamaçtan aşağı inebilirim.