Examples of using "Qu'une" in a sentence and their turkish translations:
- O sadece bir çocuk.
- O sadece bir çocuktur.
O sadece bir çocuk.
O sadece geçici bir sevdaydı.
Sadece bir kaçamaktı.
O bir gezegen miydi?
O sadece bir çocuk.
Şaka nedir?
Bir dakika. Geliyorum.
Bu sadece bir varsayım.
Hesap makinesi nedir?
Yalnızca bir kız kardeşim var.
Sadece bir önerim var.
Bu sadece bir söylenti.
Bu sadece bir fikir.
Tom'un sadece bir bacağı var.
O sadece bir hipotezdi.
O sadece bir teori.
Bizim sadece bir televizyonumuz var.
Bu sadece bir istisnadır.
O sadece bir çocuk.
Tom'un sadece bir bacağı vardı.
O sadece bir şakadır.
Bir dil nedir?
Yansıma nedir?
O sadece şanslı bir tahmindi.
Sadece bir kez yaşarsın.
- Bunu yalnızca bir kez kullanabilirsin.
- Onu yalnızca bir kez kullanabilirsin.
- Onu yalnızca bir sefere mahsus kullanabilirsin.
- Sadece bir kez kullanabilirsin.
- Sadece bir kez kullanabilirsiniz.
- Bunu sadece bir kez kullanabilirsin.
- Bunu sadece bir kez kullanabilirsiniz.
Sadece bir banyo havlusu var.
Ben onu sadece bir kez gördüm.
- Onu sadece bir kez gördüm.
- Ben onu sadece bir kez gördüm.
Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı.
sistemli bir şey değildi.
- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.
Bu sadece bir adaptasyon meselesi.
Bu sadece bir dakika sürecek.
O bir dizelden daha az ekonomiktir.
Yalnızca tek seçenekleri var.
Ben sadece bir öneri yapıyorum.
Ben sadece bir öneri yapıyordum.
Bu onun sadece bir parçası.
Hey, o sadece bir hikaye.
Bir zamanlar tek gençtin.
Sadece bir şansımız var.
Bu sadece bir saniye sürecek.
Bu sadece geçici bir çözümdür.
Bu sadece bir teori değil.
Dinsel mezhep nedir?
Bu muhtemelen sadece bir tesadüf.
O sadece geçici bir düzeltme.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
O, bir çocuktan başka bir şey değildir.
Sadece bir ricam var.
Bu sadece aptalca bir söylenti.
Bu sadece bir tesadüftü.
İki görüş, birinden daha iyidir.
O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık.
Ben onu sadece bir kez gördüm.
Sadece bir şartım var.
Muhtemelen sadece bir tesadüftür.
O zamanlar sadece bir çocuktum.
ve başlık diyor ki "Bir efsaneden daha fazlası"
Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,
Bir dizi dominonun düşmesi için
Tek tekerlekli bir bisikletin sadece bir tekeri vardır.
Paul, saat gibi dakiktir.
O bir gül kadar güzel.
Aslında, o sadece bir söylentiydi.
O sıradan bir partiydi.
Neden sadece bir tane muz aldınız?
Ben onu sadece bir kez gördüm.
Sadece bir şeye ihtiyacım var.
Bu bir bilim olduğu kadar da bir sanattır.
Sen sadece bir kızsın.
Bu sadece bir konuşma şekli.
Beyin sadece karmaşık bir makinedir.
O sadece bir dil konuşur.
Söyleyecek sadece bir şeyim var.
Belki de sadece bir tesadüftü.
Sadece bir şansımız vardı.
Kalan sadece bir sandalye var.
Tom bir taştan daha iyi yüzemez.
Sadece bir tesadüf olabilir.
Bu sadece bir şans meselesiydi.
Süpermen bir roket kadar hızlı uçar.
Bu sadece bir zaman meselesi.
Sami, Leyla'yı yalnızca bir kez aradı.
- Tom onu sadece bir kere yaptı.
- Tom onu sadece bir kez yaptı.
- Tom onu sadece bir defa yaptı.
- Tom onu sadece bir sefer yaptı.
- Tom'un başını kaşıyacak vakti yok.
- Tom arı gibi çalışıyor.
Tom'un karar vermek için sadece bir haftası var.
Bu muhtemelen sadece bir evre.
Ben sadece sana bir kez göstereceğim.