Examples of using "Moyens" in a sentence and their turkish translations:
Buna mali gücüm yetebilir.
- Onun geçimi sınırlı.
- Onun parası sınırlı.
Buna gücümüz yeter mi?
- İyi niyetle söylenen yalan mübahtır.
- Hedefe giden her yol mübahtır.
Kesinlikle gel.
O kendi imkanlarıyla geçiniyor.
Ne olursa olsun geleceğim.
Ona gücüm yetmez.
Onu şimdi göze alabilir miyiz?
Hangi ödeme yöntemlerini kabul ediyorsunuz?
İşe yarayıp yaramadıklarını görmek için geniş yelpazede teklif edilen
İmkanlarımın üstünde yaşıyorum.
Bütün buna gücümüz yeter mi?
Kendim süreceğim.
Ben onu satın almayı göze alamam.
Mümkün olan tüm araçlar denendi.
O, kazandığından çok para harcıyor.
- Geçimini sağlayamıyor.
- Ayağını yorganına göre uzatmıyor.
- Gelirine göre bir yaşam sürmüyor.
Bir şey için onu yapmayı öze alamadım.
Amaçlar her zaman araçları meşru kılmaz.
Mümkün olan her kaçış vasıtasını aradı.
O evlenmeyi göze alamaz.
Ben onu almayı göze alamam.
Onun şimdi uğruna yaşamak için hiçbir şeyi yok.
Kendi imkanlarıyla geçinemiyorlardı.
Bir midilli satın almayı göze alamam.
Onu yapmayı göze alamam.
Bunu yalnız başıma yapmalıyım.
O, işi kendi başına yaptı.
Bir araba almayı göze alamam.
Bunu tek başına yapamazsın.
Bunu göze alabilir misin?
Tom ve Mary gelirlerinin üstünde yaşıyor.
Eğer param yetse elektrikli bir araba satın alırım.
Param olsaydı o arabayı satın almış olurdum.
Tenis oynamayı göze alamam.
Bir bilgisayar daha almaya gücüm yetmiyor.
Onun emekli olmak için parası yetmez.
Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.
belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları
Ayaklarını yorganına göre uzatmalısın.
Kullanılmış bir araba bile almaya gücüm yetmez.
Tek başıma yaşamak için yeterince yaşlıyım.
Ben bunu göze alabilir miyim?
Geri dönüp medeniyeti farklı yollardan bulmaya çalışalım mı?
Biz bu fikirleri alıp çoğaltacak yollar bulmak istiyoruz.
toprağı yeniden düzenleyerek ve çölü tam anlamıyla yetiştirmenin uygun yollarını bularak
Doktor hastasını kurtarmak için mümkün olan her vasıtayı denedi.
O tüm yolları deneyerek ona yaklaşmaya çalıştı.
Artık tanıdığım hiç kimse dışarıda yemek yemeyi göze alamıyor.
Bir ev almaya gücüm yeter yetmez, alacağım.
Ortadaki kısımda yaşamanın,
Uyku merkezimde bunu inceliyoruz,
Umarım tüm Karun hazinesi resmi yollarla
Böylesine pahalı bir arabayı almayı göze alamam.
Haftada iki kez sinemaya gidecek gücüm yok.
Bir bisiklet satın almayı göze alamadım.
insanların geçim sıkıntısını hat safhada anlattı
O bir ev satın alabilir, bir araba da cabası.
- O, tek başına oraya gitti.
- O, oraya kendisi gitti.
Bunu göze alamayız.
O bunu göze alamazdı.
Tek başıma gitmem gerektiğini düşünüyor musun?
Çöldeki en önemli şeylerden biri, su bulabileceğiniz şeylere karşı gözünüzü açık tutmaktır.
Hangi ödeme seçenekleri mevcut?
Babam gençken bir araba alamadı.
Bu köpek kulübesini kendi başıma yaptım.
Ben hepsini kendim yapabilirim.
Öyle pahalı bir mağazadan alışveriş yapmaya param yetmez.
O, saatini kendi başına tamir etti.
kendi kendine yetme ve yetiştirmenin yollarını bulmak için çalışıyor.Sıcak
odaklanıyor , özellikle de ulaşım araçlarıyla ulaşımda. Özel otomobiller yerine
Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.
Kendim için öğrenmek zorundaydım.
Sonunda hep istediğim araba türünü satın almak için yeterli param var.
Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.
Onun bir araba alması için yeterli parası yok.
devasa binaları inşa etmek için çalışmalar devam ediyor
Bir araba satın almaya gücüm yetmez.
Almaya gücüm yeter yetmez yeni bir araba almayı planlıyorum.
Onun evlenmeye gücü yetmiyor.
Sanırım bu sorunu kendi başıma çözebilirim.
O, yeni bir araba almayı göze alamaz.
Bunu kendi yöntemlerinizle yaptığınıza inanamıyorum.
O, tek başına seksen günde dünyayı gezdi.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Oraya tek başıma gitmeye niyetim yoktu.
Gücüm yeter yetmez dünya seyahati yapmayı planlıyorum.
Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
Bunu kendi başıma çözdüm.
- Bunu yalnız yapamam.
- Bunu tek başıma yapamam.
Ebeveynlerinin tek başına buraya gelmene izin verdiklerine inanamıyorum.