Translation of "Vit" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Vit" in a sentence and their turkish translations:

- Il vit de manière frugale.
- Il vit chichement.

O tutumlu bir şekilde yaşıyor.

Elle vit seule.

- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.

Il vit seul.

- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.

Elle vit encore.

Hâlâ hayatta.

vit Tom ?

Tom nerede yaşıyor?

Pourquoi vit-on ?

Biz neden yaşıyoruz?

- Il vit dans son véhicule.
- Il vit dans sa voiture.

O arabasında yaşar.

- Dites-moi où elle vit !
- Dis-moi où elle vit !

Bana onun nerede yaşadığını söyle.

- Elle vit dans le quartier.
- Elle vit dans ce quartier.

Bu muhitte yaşıyor.

- Je sais où vit Tom.
- Je sais où Tom vit.

Tom'un nerede yaşadığını biliyorum.

- Il vit dans le voisinage.
- Il vit dans les environs.

O bu semtte yaşıyor.

Ivo vit le raisin.

Ivo üzüm gördü.

Il vit de mendicité.

O dilenerek yaşıyor.

Ma mère vit seule.

Anne tek başına yaşıyor.

Laurie vit à Melbourne.

Laurie Melbourne'da yaşıyor.

C'est ici qu'il vit.

Bu onun yaşadığı yer.

Personne ne vit ici.

Burada kimse yaşamıyor.

Tom vit à côté.

Tom yakında yaşıyor.

Leanne vit à Leicester.

Leanne Leicester'de yaşıyor.

Elle ne vit rien.

Hiçbir şey görmedi.

vit Marika maintenant ?

Marika şimdi nerede yaşıyor?

Un ours vit ici.

Burada bir ayı yaşar.

Sylvie vit en Alsace.

Sylvia, Alsace'ta yaşıyor.

Tom vit-il encore ?

Tom hâlâ hayatta mı?

Elle vit avec lui.

Onunla birlikte yaşar.

Elle vit dans l'abondance.

Bolluk içinde yaşıyor.

Il vit à Osaka.

O, Osaka'da yaşıyor.

Tom vit à Paris.

Tom, Paris'te yaşıyor.

- J'ignore où elle vit.
- Je ne sais pas où elle vit.

Onun nerede yaşadığını bilmiyorum.

- Personne ne vit là-bas.
- Personne n'habite là-bas.
- Personne n'y vit.

Orada kimse yaşamıyor.

- Mon père vit à la campagne.
- Mon père vit dans le village.

- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

- Il vit encore avec ses parents.
- Il vit toujours avec ses parents.

O hala anne ve babasıyla birlikte yaşıyor.

- Il vit quelque part près d'ici.
- Il vit quelque part par ici.

O buralarda bir yerde yaşıyor.

Et il vit là-bas

Ve orada can veriyor

On ne vit qu'une fois.

- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.

Qui vit dans cette maison ?

Bu evde kim yaşıyor?

Il la vit et rougit.

O onu gördü ve yüzü kızardı.

Elle vit dans le pays.

O kırsalda yaşıyor.

Il vit dans un appartement.

O bir apartman dairesinde yaşıyor.

Il vit dans le coin.

Buraya yakın yaşıyor.

Elle vit actuellement à l'étranger.

O yurt dışında yaşıyor.

Il vit dans cette rue.

O bu sokakta yaşamaktadır.

Je sais où elle vit.

- Onun nerede yaşadığını biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.

Tom vit dans un bidonville.

Tom gecekonduda yaşıyor.

Il vit pour son ordinateur.

O, bilgisayarı için yaşar.

Sa sœur vit en Écosse.

- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşar.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.

Plus personne ne vit ici.

Artık burada hiç kimse yaşamıyor.

Il vit avec ses parents.

O, ailesi ile birlikte yaşıyor.

Il vit avec sa mère.

O, annesiyle yaşıyor.

Elle vit assez près d'ici.

O oldukça yakında yaşıyor.

Il vit une jolie fille.

O güzel bir kız gördü.

Le vieil homme vit seul.

- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam yalnız yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.

Elle vit à New York.

O, New York'ta yaşar.

Il vit ici tout seul.

O burada yapayalnız yaşıyor.

Elle vit dans ce village.

O, köyde yaşıyor.

Elle vit dans le ghetto.

- O yoksul kenar mahallede yaşıyor.
- O, gettoda yaşar.

Il vit comme un moine.

O bir keşiş gibi yaşıyor.

Tom vit actuellement à Boston.

Tom şu anda Boston'da yaşıyor.

Elle vit seule en appartement.

O, bir apartmanda yalnız yaşar.

Elle vit dans le confort.

O konfor içinde yaşar.

John vit à New York.

John, New York'ta yaşar.

On vit et on apprend.

Yaşa ve öğren.

Elle vit dans un appartement.

O, apartmanda yaşıyor.

Il vit chez sa tante.

O, halasının evinde yaşıyor.

Il vit comme un roi.

O bir kral gibi yaşar.

Son neveu vit en Amérique.

Yeğeni Amerika'da yaşıyor.

Tom vit comme un roi.

Tom bir kral gibi yaşıyor.

Elle vit loin de moi.

O benden uzak yaşar.

Il vit juste au coin.

O tam köşede yaşıyor.

Ton vit près de Mary.

- Tom, Mary'ye yakın yaşıyor.
- Tom Mary'nin yakınında yaşıyor.

Tom vit une vie isolée.

Tom münzevi bir hayat sürüyor.

Tom vit toujours en Australie.

Tom hâlâ Avustralya’da yaşıyor.

Tom vit dans une grotte.

Tom bir mağarada yaşıyor.

Il vit selon ses moyens.

O kendi imkanlarıyla geçiniyor.

- Est-ce qu'il habite ici ?
- Est-ce qu'il vit ici ?
- Vit-il ici ?

O burada mı yaşıyor?

- Il vit dans un quartier résidentiel clos.
- Il vit dans une résidence fermée.

O etrafı çevrili güvenlikli sitede yaşıyor.

- Tom vit dans une toute petite maison.
- Tom vit dans une micro-maison.

Tom küçük bir evde yaşıyor.

- Il vit dans une petite maison douillette.
- Il vit dans une confortable petite maison.

O, rahat küçük bir evde yaşar.

- J'ai une amie qui vit à Kyoto.
- J'ai un ami qui vit à Kyoto.

Kyoto'da yaşayan bir arkadaşım var.

- J'ai un ami qui vit en Allemagne.
- J'ai une amie qui vit en Allemagne.

Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var.

- Elle vit dans une communauté résidentielle close.
- Elle vit dans un quartier résidentiel clos.

Güvenlikli bir sitede yaşıyor.

- J'ai un ami qui vit à Tokyo.
- J'ai une amie qui vit à Tokyo.

Tokyo'da yaşayan bir arkadaşım var.