Examples of using "L'environnement" in a sentence and their turkish translations:
Çevreyi koru!
Çevre son derece acımasızdı,
Bazı fabrikalar çevreyi kirletir.
Çevre korunmalı.
Doğal çevrenin bozulmasını durduralım.
kadınlara ve çevreye gidiyor,
bir fikir kökleşmeye başladı.
Ya çevreyi kendiniz belirlersiniz
Güneş enerjisi çevreyi tehdit etmez.
Çevreyi korumak kendimizi korumak anlamına gelir.
Petrol sızıntıları çevre için kötüdür.
çünkü çevre git gide artarak daha kötü hale geldi.
O kontrolden çıkmış koşabildi ve çevreyi kontrol edebildi.
büyüdüğün çevre senin karakterini belirler
ve hareketlerini koordine edebilme kabiliyetleri olduğu hipotezini kurdum.
Et yemek çevreye zararlıdır.
Plastik torbalar çevre için zararlıdır.
Çevreye çok değer vermeliyiz.
Bize çevremizde olup biteni anlatıyorlar.
Geri dönüşümü severim, çevreyi ve cüzdanımı korur.
Çevreyi korumak için herkes kendine düşeni yapabilir.
Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.
- Tüm ürünlerinin çevre dostu olduğunu iddia ediyorlar.
- Tüm ürünlerinin çevre dostu olduğunu söylüyorlar.
Kütüphanenin sessizliği, öğrenim için mükemmel bir ortam sağladı.
İnsanların çevreyi temizlemelerine acil bir ihtiyaç vardır.
İnsanlık hızla dünya'nın çevresini tahrip ediyor.
Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.
yoksa dışarıya mı dalmış? aynı sınıf ortamı gibi
Ben sadece çevre dostu spreyler kullanırım.
vücut ısılarına dış ortama göre ayarlayıp bir köşeye çekilip
görünüyor , çünkü küresel ısınmada ortam artık bu fillerin hava koşullarına alışmış
Çevreyi korumaya çalışmalıyız.
O, çevreden sorumlu bakandır.
Çevreyi değiştirmek zor şey. İnsanın kendi uyum sağlama kapasitesini değiştirmesi daha kolay.
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Aktivist gruplar çevre ve gıda güvenliği için ürünün güvenliğini sorguluyor.
Çalışma ortamı yasası ne diyor?
Gittikçe daha fazla çevreci, arabalarda çevre dostu kurşunsuz benzini savunuyor ve kullanıyor.
Hayatını doğanın korunmasına adadı.
" Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum," ama aslında o "Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için. "