Examples of using "Protège" in a sentence and their turkish translations:
Koru beni!
Tom'u kim koruyor?
atmosfer bizi zaten koruyor
Beni koru!
Çevreyi koru!
Ve o virüsten korunun
Atmosfer bizi meteorlardan korur.
O savunur ve ailesini korur.
Ailenizi koruyun.
Gözlerinizi koruyun.
Bu buzla temasıma engel oluyor
Bilgisizlik cezadan korumaz.
Geri çekme cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz.
Onu tehlikeden koru.
- Tanrı, Kraliçe'yi korusun!
- Tanrı kraliçeyi korusun.
Ordu, Fransa ve İspanya arasındaki sınırı koruyor.
Geri dönüşümü severim, çevreyi ve cüzdanımı korur.
Dan kendini koruması için Linda'ya bir bıçak verdi.
Geri çekme cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz.
dünyayı çevreleyen ve koruyan bir atmosfer var
düşmanlardan korur deyim yerindeyse gözü gibi bakar
Tom'u güvende tutun.
Dragnet gözetimi ise ikisini de korumuyor.
Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.
dünyanın boyutu ile bizi koruduğu evrene kıyasla
yani oort bulutu güneş sistemini koruyan bir yapı değil
Köpeğimin adı Belysh. Bu yaz ona pençesini çıkarmasını öğrettim. Her sabah erkenden kalkıp onu besliyorum. Sonra yürüyüşe çıkarız. O beni diğer köpeklerden korur. Ben bisiklet sürmeye gittiğimde, o yanımda koşuyor. Onun bir arkadaşı var, adı Chernyshka. O onunla oynamaktan hoşlanıyor. Belysh çok kibar ve zeki bir köpek.