Translation of "Fente" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Fente" in a sentence and their turkish translations:

Descendons ce canyon en fente.

Tamam, şu kanyon yarığına inelim.

Ils le portent dans la fente

onu da yuvaya taşıyorlar

On est en bas du canyon en fente.

Kanyon yarığına indik

On se perd facilement dans ces canyons en fente.

Bu kanyonların ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu görüyorsunuz.

Ou par là, à gauche, vers ce canyon en fente ?

Yoksa bu yönde mi? Solda, kanyon yarığının olduğu yönde mi?

Ils le portent pour prendre la fente de petits morceaux

onuda küçücük parçalara ayırıp yuvalarına taşıyorlar

Et crient leurs coups via la fente utilisée pour leur nourriture --

ve yemek yarıklarından hamlelerini seslendiklerini anlattı --

Et un labyrinthe de canyons en fente qui s'étend sur des kilomètres

ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle

Il y a une reine dans la fente. Tout comme les abeilles

yuvalarında bir kraliçe vardır. Tıpkı arılar gibi

On est sortis du canyon en fente. On se retrouve en plein soleil.

Kanyon yarığından çıktık. Şimdi yine güneşin sıcağındayız.

En direction du canyon en fente. C'est bien. C'est par là qu'on va. Allez.

olduğunu düşünüyorsunuz. Akıllıca. Pekâlâ, o tarafa gideceğiz. Hadi.

Et vu qu'il fait frais dans ce canyon en fente, elle ne s'évapore pas vite.

Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.

Des falaises de sable abruptes, et un labyrinthe de canyons en fente qui s'étend sur des kilomètres

Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle