Translation of "Facilement" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Facilement" in a sentence and their turkish translations:

Assez facilement.

anlayabilirsiniz .

- Ils se fatiguent facilement.
- Elles se fatiguent facilement.

- Kolaylıkla yorulurlar.
- Kolayca yorulurlar.

- Ce matériau s'étire facilement.
- Ce tissu s'étire facilement.

Bu malzeme kolayca esner.

Il s'énerve facilement.

O çok kolay kızar.

Il s'emporte facilement.

O kolayca kontrolünü kaybeder.

Il s'enrhume facilement.

O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

Je pleure facilement.

Kolayca ağlıyorum.

- Je ne baisse pas facilement les bras.
- Je n'abandonne pas facilement.
- Je n'abandonne pas si facilement.

Ben dönek değilim.

- Je pourrais réparer ça facilement.
- Je pourrais corriger cela facilement.

Onu kolayca onarabilirim.

Les jeunes s'adaptent facilement.

Gençler değişime kolayca uyum sağlarlar.

Le lait tourne facilement.

Süt kolayca ekşir.

Cette peinture part facilement.

- Bu boya çabuk çıkıyor.
- Bu boya kolay çıkar.

Elle n'abandonnera pas facilement.

- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.

Je deviens facilement hystérique.

Kolaylıkla isteri olurum.

Le verre casse facilement.

Cam kolayca kırılır.

Le bois brûle facilement.

Ahşap kolaylıkla yanar.

Il prend facilement peur.

O kolayca korkar.

Elle le fit facilement.

O onu kolayca yaptı.

Tu abandonnes trop facilement.

Çok kolay vazgeçersin.

Il se vexe facilement.

Kolayca üzülüyor.

Les bois brûlent facilement.

Ahşap kolayca yanar.

Elle est facilement influencée.

O kolayca etkilenir.

Le papier brûle facilement.

Kağıt kolayca yakar.

Il se fatigue facilement.

O kolayca yorulur.

Mes cheveux bouclent facilement.

Saçım kolayca ondüle yapılır.

La fille lit facilement.

Kız kolayca okur.

Tom se fatigue facilement.

Tom kolayca yorulur.

Tom se fâche facilement.

Tom kolayca sinirlenir.

- Il a facilement gagné la course.
- Il gagna facilement la course.

O, yarışı kolayca kazandı.

- Vous pouvez facilement trouver la banque.
- Tu peux facilement trouver la banque.

Bankayı kolayca bulabilirsiniz.

- Je ne suis pas facilement impressionné.
- Je ne suis pas facilement impressionnée.

Kolayca etkilenmem.

- Je ne suis pas facilement offensé.
- Je ne suis pas facilement offensée.

Ben kolayca kırılmam.

- Ce qui est facilement gagné est facilement perdu.
- Aussitôt gagné, aussitôt dépensé.

- Haydan gelen huya gider.
- Selden gelen suya gider.

Regardez, ça se creuse facilement.

Baksanıza, kazmak çok kolay.

Mais il est facilement distrait.

Ama dikkati hemen dağılıyor.

Ce qui signifie aller facilement

kolayca git manasına gelen

Le plomb se plie facilement.

Kurşun kolayca bükülür.

J'ai résolu le problème facilement.

Problemi kolayca hallettim.

Il peut lire l'anglais facilement.

O kolayca İngilizce okuyabilir.

Cette maison se louera facilement.

- Bu ev kolayca kiralanır.
- Bu ev kolayca kiracı bulur.

Ce tissu se tache facilement.

Bu kumaş kolayca lekelenir.

Il grimpe facilement aux arbres.

O kolayca ağaçlara tırmanır.

Ma femme attrape facilement froid.

- Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.

Elle écarte facilement les jambes.

O herkes için bacaklarını açar.

Je ne pleure pas facilement.

Kolay kolay ağlamam.

J'ai facilement trouvé sa maison.

Onun evini kolayca buldum.

La maison s'est facilement vendue.

Ev kolayca satıldı.

Je pourrais facilement m'y habituer.

Ben gerçekten buna alışabilirim.

Les chevaux sont facilement apeurés.

Atlar kolayca ürkütülür.

Cette pièce se réchauffe facilement.

Bu oda kolayca ısınır.

Ce tissu se déchire facilement.

Bu kumaş kolay yırtılır.

On s'entend facilement avec Tom.

- Tom ile geçinmek kolaydır.
- Tom geçinmesi kolaydır.

Il résolut le problème facilement.

Sorunu kolaylıkla halletti.

La laine se colore facilement.

Yün kolay boyanır.

Elle attrape facilement un rhume.

O kolayca soğuk alır.

Les gens peuvent facilement se mettre à aimer mais pas si facilement arrêter d'aimer.

İnsanlar kolayca sevmeye başlayabilir ama çok kolayca durduramaz.

- On ne me tue pas si facilement.
- On ne peut me tuer si facilement.

Çok kolay öldürülemem.

L'histoire du futur se comprend facilement.

Gelecek tarihi anlaşıldığı gibi.

Trop clair, ils sont facilement repérés.

Çok aydınlık olursa kolayca görülürler.

Je peux facilement toucher mes orteils.

Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.

N'importe qui peut le faire facilement.

Herkes bunu kolayca yapabilir.

Les nourrissons attrapent facilement des maladies.

Bebekler hastalıklara karşı eğilimlidir.

Mes yeux se fatiguent très facilement.

Gözlerim çok kolay yorulur.

Il perd facilement son sang-froid.

O kolayca kontrolünü kaybeder.

Il s'est fait battre trop facilement.

O, çok kolay tenifi.

J'espère qu'il trouvera son chemin facilement.

Umarım yolunu kolayca bulur.

Il répondit facilement à ma question.

O, sorumu kolayca yanıtladı.

Je me mets facilement en colère.

Ben kolayca sinirlenirim.

Je pensais réussir facilement ce test.

Ben bu testi kolayca geçebileceğimi düşündüm.

Il trouvera l'arrêt de bus facilement.

Otobüs durağını kolayca bulacaktır.

Nous pouvons facilement résoudre ce problème.

Bu sorunu kolayca çözebiliriz.

Elle a résolu le problème facilement.

Kolayca sorunu çözdü.

- Il rougissait facilement.
- Il rougit légèrement.

O biraz kızardı.

- Cet aéroport est facilement accessible par le bus.
- Cet aéroport est facilement accessible en bus.

Bu havaalanına otobüsle kolayca ulaşılabilir.

Il revendique facilement la propriété d'une fleur,

Kolayca bir çiçeğin, bir koyunun, bir ağacın

On pourrait facilement tomber dans le vide !

Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!

Le nationalisme égocentrique peut facilement mal tourner.

Benmerkezci ulusalcılık kötü sonuçlar doğurabilir.

Et repérer facilement quelqu'un qui nous mentionne.

adınızı vurgular hâle getirdik ki görmek daha kolay olsun.

Saute facilement vers les autres chauves-souris

diğer yarasalara da kolayca atlıyor

Vous pouvez désormais utiliser ces discours facilement

gibi söylemleri artık rahatlıkla kullanabilirsiniz

Je m'endors facilement en regardant la télé.

Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.

Je ne peux comprendre facilement ce problème.

Bu matematik problemini kolayca çözemem.

Il a résolu facilement le problème difficile.

O, zor problemi kolayca çözdü.

La coquille d'un œuf se casse facilement.

Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.

Il donne des explications précises, facilement compréhensibles.

Sade, basit açıklamalar yapar.

Vous pourrez voir la différence très facilement.

Farkı çok kolay bir şekilde görebileceksin.

Les édifices en bois prennent facilement feu.

Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.

On peut facilement s'enrhumer par mauvais temps.

Kötü havada, kolayca soğuk algınlığına yakalanılabilir.