Examples of using "Claquer" in a sentence and their turkish translations:
Kapıların çarptığını duyabiliyorum.
Tom parmaklarını çıtırdattı.
Ön kapının çarptığını duydum.
Askerler topuklarını birlikte tıkırdattı.
üst damağınızın gırtlağın arka tarafını kapattığını hissedebilirsiniz.
O, ona tüm parasını kız arkadaşına harcamamasını tavsiye etti.