Examples of using "Voile" in a sentence and their turkish translations:
Rüzgar sörfünü severim.
Yelkenliyle gidiyorduk.
...karanlığın örtüsünü kaldırabiliyoruz.
Tom yelkencilikten hoşlanıyor.
Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.
Kötü hava yelkenli ile gitmelerini engelledi.
O, onunla birlikte yelkenli turuna gitmeye can atıyordu.
Bu gemi sefere çıkmak üzeredir.
Ben yelken kulübüne üyeyim.
Yeni başlayanlar için rüzgar sörfünün keyfini çıkarmak zordur.
Üst damak burnun arka tarafını tamamen kapatıyor.
üst damağınızın gırtlağın arka tarafını kapattığını hissedebilirsiniz.
Toprak, sadece kara parçasının yüzeyini kaplayan ince bir örtü
Ben tekneyle dünyayı gezmek istiyorum.
Tom'un geçen hafta sonu yaptığı bütün şeylerden, rüzgar sörfünün en eğlenceli olduğunu söylüyor.