Translation of "Palais" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Palais" in a sentence and their turkish translations:

Le palais était fortement gardé.

Saray sıkı şekilde korunuyordu.

Il me guida jusqu'au palais.

O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.

Elle me conduisit au palais.

O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.

Ce vin est plaisant au palais.

Bu şarap damağa hoş geliyor.

Où est le Palais des Beaux-Arts ?

Güzel Sanatlar Sarayı nerede?

Où est le "Palais des Beaux-Arts" ?

Güzel Sanatlar Sarayı nerede?

La famille royale habite dans le palais impérial.

Kraliyet ailesi İmparatorluk Sarayı'nda yaşıyor.

Le roi était célèbre pour son splendide palais.

Kral muhteşem mekanıyla ünlüydü.

Le palais royal fut érigé sur une colline.

Kraliyet Sarayı bir tepenin üstüne yapıldı.

Le palais de Sanssouci est de style rococo.

Sanssouci Sarayı, rokoko tarzındadır.

Ce palais fut construit pour le riche roi.

Bu saray zengin kral için inşa edilmiştir.

Comparée à notre maison, la vôtre est un palais.

Bizim evle karşılaştırıldığında, seninki bir saray.

Le roi et sa famille vivent au palais royal.

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

Le palais de Sanssouci est un exemple d'architecture rococo.

Sanssouci Sarayı, rococo mimarisinin bir örneğidir.

Comparée à notre maison, la sienne est un palais.

Bizim evimizle karşılaştırıldığında, onunki neredeyse bir saray.

Le Palais-Royal est un célèbre monument de Paris.

Kraliyet Sarayı Paris'teki ünlü bir tarihi yapıdır.

À Avignon, on peut visiter le Palais des Papes.

Biri Avignon'da Papa'nın kalesini ziyaret edebilir.

C'est dans ce palais qu'habitent le roi et la reine.

Bu kral ve kraliçenin yaşadığı saraydır.

Il fut un temps où le roi vivait dans ce palais.

Kral bir zamanlar o sarayda yaşıyordu.

Par la décision famille, mais est arrivée fille palais Akhras avec une

kararla kabul edilmedi . ailesi, ama geldi Akhras sarayında

Le Palais-Royal de Paris a été construit en 1629 pour Richelieu.

Paris'teki Kraliyet Sarayı 1629'da Richelieu için yapılmış.

C'est quand le voile du palais se colle exactement à l'arrière du nez.

Üst damak burnun arka tarafını tamamen kapatıyor.

Vous sentirez votre voile du palais claquer contre le fond de la gorge.

üst damağınızın gırtlağın arka tarafını kapattığını hissedebilirsiniz.

Davout et Lefebvre sont les seuls maréchaux à l'attendre au palais des Tuileries.

onu Tuileries Sarayı'nda karşılamayı bekleyen tek Mareşal Davout ve Lefebvre idi.

Une femme gardée dans le palais des années passées rapidement même révoltées peuple

eşiyle birlikte sarayda tutulan yıllar hızla hatta isyanlarla geçti insanlar

Mère servit au palais comme femme de chambre du futur Louis XVIII; son père

, sarayda gelecekteki Onsekizinci Louis için oda hizmetçisi olarak görev yaptı; babası

Al Akhras et Al Dabbagh. Asmaa a tourné en une pierre angulaire du palais

çıktı. sarayda bir dönüm noktası haline geldi

Si vous préférez une chambre plus proche du Palais des Congrès, veuillez nous en informer.

Kongre merkezine daha yakın bir oda isterseniz lütfen bize bildirin.

L'année suivante, la victoire de Wellington à Salamanque contraint Soult à abandonner son palais de Séville

Bir sonraki yıl Wellington'un Salamanca'daki zaferi Soult'u Sevilla'daki sarayını terk etmeye

épouse Anisa gardée en C'est l' autre qui a atteint le palais par l'intermédiaire de son mari

tutulan bir Anisa eşi ile Akhras sarayına, kocası aracılığıyla saraya ulaşan ve

- Comparée à notre maison, la sienne est un palace.
- Comparée à notre maison, la sienne est un palais.

Bizim evle karşılaştırıldığında, onunki bir saray.

Personne ne parlera ensuite d'autre langue que le turc au palais, au gouvernement, dans les réunions et dans la rue.

Bundan sonra sarayda, hükûmette, toplantılarda ve sokakta hiç kimse Türkçe dışında bir dil konuşmayacaktır.

Plus dans le travail du lion de chameau et le mouvement des employés à l'intérieur du palais présidentiel à l' époque

Daha çok deve aslanı işinde ve çalışanların başkanlık sarayındaki hareketlerinde

Le roi Henri VIII avait un court de tennis à Hampton court, son palais près de la Tamise, pas très loin de Londres.

Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.

L'incident est survenu suite à l'admission par Al-Qaïda, dans une déclaration de l'organisation, de sa responsabilité dans une attaque qui a visé le palais républicain dans la ville d'Al-Mukalla au sud du Yémen et qui a provoqué la mort de 30 officiers et soldats.

Olay, Yemen'in güneyindeki El-Mukalla şehrindeki başkanlık sarayını hedefleyen ve 30 asker ve subayın ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunun El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile üstlenilmesinden sonra meydana geldi.