Translation of "Gorge" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Gorge" in a sentence and their turkish translations:

J'ai la gorge sèche.

Benim boğazım kuru.

Ma gorge me brûle.

Boğazım yanıyor.

L'orateur s'éclaircit la gorge.

Spiker boğazını temizledi.

Je m'éclaircis la gorge.

Boğazımı temizliyorum.

- J'ai un chat dans la gorge.
- J'ai une grenouille dans la gorge.

Boğazımda gıcık var.

Le médecin examina ma gorge.

Doktor boğazımı muayene etti.

J'ai mal à la gorge.

Boğazım ağrıyor.

Il riait à gorge déployée.

O içtenlikle güldü.

Tom s'est éclairci la gorge.

Tom boğazını temizledi.

- Comme une épine plantée dans ta gorge.
- Comme une épine plantée dans votre gorge.

Boğazında sıkışmış bir diken gibi.

Et le pavillon est la gorge.

ve boru kısmını da boğaz olarak düşünebilirsiniz.

J'ai la gorge un peu sèche.

Benim boğazım biraz kuru.

Ma gorge est un peu sèche.

Boğazım biraz kuru.

J'ai un chat dans la gorge.

Boğazımda gıcık var.

J'ai une arête coincée dans ma gorge.

Boğazımda yapışmış bir balık kılçığı var.

Marie ne porte pas de soutien-gorge.

Mary sütyen giymiyor.

Ma gorge me fait mal quand j'avale.

Yutarken boğazım ağrıyor.

Elle aime le soutien-gorge vert clair.

O, açık yeşil sütyeni seviyor.

Marie cacha l'argent dans son soutien-gorge.

Mary parayı sütyeninde sakladı.

Vous voulez descendre en rappel dans cette gorge ?

Demek bu yarığın kenarından halatla inmemizi istiyorsunuz?

Mary porte un soutien-gorge sportif pendant l'exercice.

Mary antrenman için sporcu sütyeni giyiyor.

J'ai une grippe et mal à la gorge.

Grip ve boğaz ağrım var.

Sa gorge et ses vaisseaux sanguins sont spécifiquement adaptés

Boğazları ve kan damarları öyle eşsiz adapte olmuş ki

Je prends ces pastilles quand j'ai la gorge sèche.

Kuru bir boğazım olduğunda bu öksürük damlalarını alırım.

Je lave toujours mes soutiens-gorge à la main.

Sütyenlerimi her zaman elle yıkarım.

Il s'éclaircit la gorge avant de commencer le cours.

O, derse başlamadan önce boğazını temizledi.

J'ai mal à la gorge et de la fièvre.

Benim boğaz ağrısı ve ateşim var.

Je m'éclaircis la gorge mais aucun mot ne me vint.

Boğazımı temizledim ama hiç kelime gelmedi.

Elle a un morceau de pain coincé dans la gorge.

O, boğazına bir parça ekmek sıkıştırdı.

J'ai mal à la gorge et le nez qui coule.

Boğazım ağrıyor ve burnum akıyor.

- J'ai un mal de gorge. As-tu une pastille pour la toux ?
- J'ai mal à la gorge. Avez-vous une pastille pour la toux ?

Boğazım ağrıyor. Pastilin var mı?

J'ai reçu quelques questions sur la taille de mon soutien-gorge.

Sütyen ölçümle ilgili bazı sorular aldım.

Pour le transformer ensuite en colonne d'air vibrant dans la gorge.

ve bunu boğazda bir titreşimli hava sütununa dönüştürürüz.

Vous voulez que je traverse cette gorge pour rester en hauteur.

Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?

Nous faisons des sons de gorge qui ne sont pas en turc

Türkçe'de olmayan gırtlak sesleri çıkartıyoruz

J'avais envie de chanter à gorge déployée à la fin de l'examen.

Sınav bittiğinde içimden avaz avaz şarkı söylemek geldi.

Descendre la gorge en rappel nous a éloignés de la chaîne du froid.

O yarığa halatla inmek bizi soğuk zincir güzergâhından çıkarıp

Vous sentirez votre voile du palais claquer contre le fond de la gorge.

üst damağınızın gırtlağın arka tarafını kapattığını hissedebilirsiniz.

Tu as mal à la gorge et de la fièvre. Ne sors pas.

Senin boğaz ağrısı ve ateşin var. Dışarı çıkma.

Les premiers symptômes de la maladie sont la fièvre et le mal de gorge.

Hastalığın ilk belirtileri ateş ve boğaz ağrısı.

La partie pharyngée de la gorge se situe derrière le nez et la bouche.

Yutak, boğazın ağız ve burnun arkasında kalan kısmıdır.

Mon médecin a dit que cette inflammation de la gorge est une infection à streptocoques.

Doktorum bu boğaz ağrısının bir streptokok enfeksiyonu olduğunu söyledi.

Je vais prendre deux aspirines avant de me coucher parce que j'ai mal à la gorge.

Yatmadan önce iki aspirin alacağım, çünkü boğaz ağrım var.

La chanteuse d'opéra a testé sa voix avec précaution après s'être remise d'une opération de la gorge.

Opera şarkıcısı boğaz ameliyatıyla iyileştikten sonra sesini dikkatle test etti.

Intrépide et provocant jusqu'au bout, il est mort avec une flèche anglaise dans la gorge, aux côtés de la

. Korkusuz ve sonuna kadar meydan okuyan o , ordusunun çoğunun yanında boğazında bir İngiliz okuyla öldü

J'ai un léger mal de gorge depuis ce matin. Je me demande si j'ai attrapé un coup de froid.

Bu sabahtan beri hafif boğaz ağrısı yaşıyorum. Ben bir soğuk algınlığına yakalanıp yakalanmadığımı merak ediyorum.

Au printemps, quand les jours rallongent et que le soleil chauffe plus, elle attendait le premier rouge-gorge revenant du sud.

İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.