Translation of "Citoyens" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Citoyens" in a sentence and their turkish translations:

Et nous, les citoyens ?

Peki biz vatandaş olarak ne yapalım?

Récompensant ou pénalisant ses citoyens,

vatandaşlarını ödüllendirecek ve cezalandıracak

Nous sommes tous citoyens du monde.

Hepimiz dünya vatandaşıyız.

Tous les citoyens devraient respecter la loi.

Tüm vatandaşlar hukuka saygılı olmalı.

7% de leurs citoyens vivaient dans la pauvreté

vatandaşların %7'si yoksulluk mağduruydu,

La prospérité d'un pays dépend de ses citoyens.

Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.

La banque était dirigée par des citoyens privés.

Banka özel vatandaşlar tarafından çalıştırıldı.

Quand on demande pourquoi les citoyens ne s'engagent pas,

İnsanların neden dahil olmadıklarını,

Pour leurs citoyens, et non pas pour la guerre.

bunun gerçekleşmiceğini biliyoruz.

Les citoyens commençaient à perdre foi en notre promesse.

Vatandaşlar sözümüze olan inançlarını yitirmeye başlıyorlardı.

En démocratie, tous les citoyens ont les mêmes droits.

Bir demokraside bütün vatandaşların eşit hakları vardır.

Un grand nombre de citoyens sont entrés dans l'armée.

Çok sayıda vatandaş orduya katıldı.

Elle s'est terminée par le silence de 41 millions de citoyens.

41 milyon vatandaşın susmasıyla son buldu.

A mon avis, c'est un précepte important pour nous, citoyens et architectes.

Şehirde yaşan insanlar ve mimarlar olarak bu bizim için çok önemli bir ders.

Les citoyens débattent sur les soins de santé à l'hôtel de ville.

Vatandaşlar belediye binasında sağlık hizmetleri konusunu tartışıyorlar.

- Ils sont tous citoyens, hormis un.
- Elles sont toutes citoyennes, hormis une.

Biri hariç onların hepsi vatandaş.

État à ses citoyens, sans parler de sa transformation en un important centre financier mondial

hatta önemli bir küresel finans merkezine dönüşmesinden bahsetmiyorum

Structure du pays de toute la vie des citoyens et les fondements de leur travail alors

yıllarca çalışıldı, öyleyse tarihe biraz geri dönelim, bin dokuz yüze

Travail commencé sous la direction du pays et des citoyens et se sont rapidement reflétés sur la

tüm yaşamının ülke yapısına ve çalışmalarının temellerine hızla yansıyan

Qu'a fait la Corée du Sud? La Corée du Sud a d'abord appelé tous ses citoyens chez lui.

Güney Kore ne yaptı? Güney Kore tüm vatandaşlarını evine çağırdı ilk önce.

La transparence promeut la responsabilité et fournit de l'information aux citoyens à propos de ce que leur gouvernement est en train de faire.

Şeffaflık sorumluluğu destekler ve vatandaşlar için hükümetlerinin ne yaptığı hakkında bilgi sağlar.

Le 26 septembre est la Journée Européenne des Langues. Le Conseil de l'Europe veut attirer l'attention sur l'héritage plurilingue de l'Europe, promouvoir le multilinguisme de la société et encourager les citoyens à apprendre des langues. Tatoeba, en tant que moyen d'en apprendre et en tant que communauté active, soutient l'apprentissage et la valorisation des langues d'une manière très pratique.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.