Examples of using "Dépend" in a sentence and their turkish translations:
- O sana kalmış.
- Sana bağlı.
- Duruma göre değişir.
- Değişir.
Havaya bağlı.
Bu size bağlı.
Hayatın buna bağlı.
Bu sana bağlı.
Bu size kalmış.
O, tamamen havaya bağlıdır.
O, içeriğe bağlıdır.
Bunun hepsi Tom'a bağlı.
Kyoto turizm sektörüne bağımlıdır.
sizin yapabileceğiniz bir seçim değil.
Bu senin kararına bağlı.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
Her şey onun cevabına bağlı.
Şimdi size kalmış!
Duruma bağlıdır.
Bu ne kadar paran olduğuna bağlıdır.
Toplumumuz güvene dayanıyor:
Ülke ekonomisi tarıma dayalıdır.
O, mali açıdan karısına bağımlıdır
Japonya dış ticarete bağlıdır.
O, hâlâ ebeveynlerine bağımlıdır.
Başarı sizin çabalarınıza bağlıdır.
Tamamen ailesine bağımlıdır.
Terfi etmem onun kararına bağlı.
Fiyat boyuta bağlıdır.
Bazen bu şansa bağlıdır.
Bu pek çok şeye bağlı.
Benim ruh halim tamamen havaya bağlıdır.
Sanırım havaya bağlı.
Yanıtı onun ruh haline bağlıdır.
Başarı çoğunlukla çabaya bağlıdır.
Tamamen ailesine bağımlıdır.
Bu onları nasıl saydığına bağlı.
Tamamen nasıl ele aldığına bağlı.
Bu ne demek istediğine bağlı.
Ve gerçekten de hikâyeye göre değişiyor.
Ama hâlâ annesine bağımlı.
- Tom hâlâ ebeveynlerine güveniyor mu?
- Tom geçimini hala ebeveynlerinden mi sağlıyor?
Tom'a göre bu, Mary'nin kararı.
O, ebeveynlerine muhtaç değil.
"Ne zaman geri döneceksin?" "Bu tamamen havaya bağlı."
Bu size kalmış.
diğerlerine bağımlı olduğu sonsuz ağın büyüsüne hayranım.
Emisyonun azaltılması yükselmeyle bağlantılı.
Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır.
Kaynama noktası dış basınca bağlıdır.
Gidip gitmeyeceğimiz havaya bağlı.
Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.
Bilmiyorum. Bu fiyata bağlı.
Japonya petrol için diğer ülkelere bağımlıdır.
Duruma bağlı olarak; bazen öyledir, bazen değildir.
Her şey paraya bağlı.
Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--
Klasikler için kira, kazanılmamış gelirle ilgiliydi.
Çitanın gece başarısı Ay'a bağlıdır.
Fiyat maliyetlere ve talebe bağlıdır.
O ona bağlı olduğu için, insanlığın geleceği belirsiz kalır.
Hadi, bunu yapabiliriz. Ama hepsi size bağlı.
o da bu ilişkinin sadece bana bağlı olmadığı.
Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.
Sizin başarınız, sıkı çalışıp çalışmamanıza bağlıdır.
Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
"Ne zaman geri geleceksin?" "Bu tamamen havaya bağlı."
Ne zaman geri geliyorsun? Bu tamamen havaya bağlı.
Başarımız bize yardımcı olup olmayacağınıza bağlıdır.
İsterseniz gidebilirsiniz, size kalmış.
Bu durum kaç dersinizin, İngilizce konuşarak Fransızcadan bahsetmek yerine,
Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.
Tanrı'ya "inanmak"la neyi kastettiğine bağlı.
Size yardım etmek için elimden gelenin en iyisini yaptım. Gerisi size kalmış.
Ailesinden ayrıdır.
Arkadaşlığın derinliği tanışıklığın uzunluğuna bağlı değildir.
Ne tür spor yaptığımız havaya ve mevsime bağlı.
Bunun yerine, yaşadığınız yere veya çalıştığınız kimselere
O seni öldürmek ya da yaşamana izin vermek bana kalmış!
Ne kadar oy alacağınız, ilgili organda kaç koltuk olduğuna bağlıdır.
Bir insanın mutluluğu sahip olduğu şeyden ziyade onun ne olduğuna bağlıdır.
Bir insanın mutluluğu neye sahip olduğuna değil, kendisinin ne olduğuna bağlıdır.
Balık tutmaya ve inci satmaya dayanan bir ülkeden önemli bir küresel merkeze.
Seçim tamamen size kalmış.
Bu sana ve bana kalmış.
Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.