Examples of using "Cible" in a sentence and their turkish translations:
Hedef değiştir.
O, hedefe nişan aldı.
Hedef nedir?
Ok hedefi vurdu.
Bir kere kilitlendi mi...
Farklı bir hedef peşindeler.
Hedefi vurdun.
- O, doğru tahmin etti.
- İsabet ettirdi.
- Tahmini doğruydu.
Hedefi ıskaladın.
Hedefe nişan al.
Hedef görüş alanında.
Mermi hedefini buldu.
.
- Ok hedefini kaçırdı.
- Ok hedefini ıskaladı.
- Ok, hedefini kaçırdı.
- Ok, hedefini vuramadı.
Hepimiz hedefi ıskaladık.
Bu tabanca ile hedefe nişan al.
- Hedefin hangisi?
- Hedefin nedir?
İlk saldırı hedefi ıskaladı.
Silahımı hedefe doğrulttum.
Dan tehlikeli suçluların hedefi oldu.
Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.
Hedefin ortasından vurdun.
Çağrı ne kadar belirgin olursa hedefi bulması o kadar kolay oluyor.
Ama neden düşmana bu kadar kolay hedef haline geliyorlardı?
Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.
Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.
Bir av ya da hedef dediğimiz bir şey alacağız.
Hrolf'un ölümünün intikamını almaya yemin ettiğinde bile tüm şakaların konusu olmuştu.
Bilgelik yolunda yürümek isteyen hatadan korkmamalı, zira ne kadar çok gelişme yaparsa yapsın hiç önemi yok, onun amacı elde edilemeyecek kadar uzak kalır.