Examples of using "Cadavre" in a sentence and their turkish translations:
bütün amaçları ceset bozulmasın
Bu cesedi saklamak zorundayız.
Tüm adamlar potansiyel cesettir.
Ayı bir cesede dokunmaz.
Bu ceset üzerinde bir otopsi yapmak istiyorum.
- Akbabalar ölü beden üzerinde çember şeklinde hareket ettiler.
- Akbabalar leşin üzerinde daire çiziyordu.
Kadavrayı görünce korktu.
- Cesedin yanında bir mektup bulundu.
- Cesedin yakınında bir mektup bulundu.
Arabanın bagajında bir ceset var.
ceset bozulmasın diye kendini mumyalatmış
Papalığın şartı ise şuydu artık kadavra incelemiyecek
Polis bu sabah nehirden bir ceset çıkardı.
Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.
Polis, terk edilmiş araba ile üç kilometre uzakta bulunan ceset arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor.