Examples of using "Prit" in a sentence and their turkish translations:
Tom hızlı bir duş aldı.
Adam kolumu tuttu.
Tom işi aldı.
Yangın aniden başladı.
Tom bir duş aldı.
O, kestirmeden gitti.
Perde tutuştu.
O onun kitabını aldı.
O üç balık yakaladı.
ve Milet'i kuşatma ile aldı.
Hasta hastaneden taburcu edildi.
Doktor nabzıma baktı.
O haberi sakin bir şekilde aldı.
O, sert görünüyor.
Çocuğa o baktı.
O, derin bir nefes aldı.
O, gülümsedi ve hoşça kal dedi.
Bir hemşire ateşimi ölçtü.
O, derin bir nefes aldı.
Annem ateşimi ölçtü.
Onunla asansöre bindi.
Avcı, tilkiyi yakaladı.
O, benim köpeğime baktı.
O beni erkek kardeşim sandı.
O bir gün izin aldı.
Raftan bir kitap indirdi.
O, raftan bir kitap aldı.
O beni kolumdan yakaladı.
- O beni annem sandı.
- O, beni annem sandı.
Tom onu kollarına aldı.
Babam yerini masanın başına aldı.
Gözyaşları içinde arkadaşından ayrıldı.
Ordumuz krallığa baskın yaptı.
Adam çocuğu elinden tuttu.
Cam vazolardan birini aldı.
O, istasyona gitmek için bir taksiye bindi.
Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.
Tom toplantı sırasında notlar aldı.
O, sahip olduğum az parayı aldı.
Güzel manzaranın bir fotoğrafını çekti.
Birdenbire, o konuştu.
Öteki takım bizi hafife aldı.
Kalemi alıp adresi yazdı.
Ailenin bir fotoğrafını çekti.
- Tokyo'ya varmamız iki saat aldı.
- Tokyo'ya gitmemiz iki saat sürdü.
- O, müzeye gitmek için taksi tuttu.
- O, müzeye gitmek için taksi çevirdi.
Tom bazı ufak meyveler topladı ve onları yedi.
Altmış yaşında emekliliğe hak kazandı.
John Adams, 1797 yılında göreve başladı.
Düşman saldırısı şafakta sona erdi.
Tom'un arabası alev aldı.
Çocuk bir resim çizmekten zevk aldı.
Zil çaldığında seyirciler koltuklarına oturdular.
Her gerçeğin açıklanması uzun zaman aldı.
Rahip hasta adamın yerini aldı.
O, toplantıya katılmadı.
Kadavrayı görünce korktu.
O, durdu ve derin bir nefes aldı.
O, tartışmaya katılmadı.
Polis, hırsızı suç üstü yakaladı.
O tutuklanmasın diye kaçtı.
O bir ayna aldı ve dilini inceledi.
Bir eşekarısı bulutu çocuklara doğru yöneldi.
Tom'un sorusu Mary'yi tamamen hazırlıksız yakaladı.
Ev yandı.
O kitabını aldı.
Tom karar verdi.
İstediği gibi zaman harcadı.
Kurşun kalemini aldı ve yazmaya başladı.
Altı oyun sonra, Sampras rakibinden üstündü.
- Derin derin soludu.
- Derince bir nefes aldı.
Duş aldı.
Altmışında emekli oldu.
Alain bir karar verdi.
Bir ayna aldı ve diline baktı.
Kamerayla resimlerimi çekti.
Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Mary bir resim çekti ve onu arkadaşına gönderdi.
Tom üç fotoğraf çekti.
Mary onu rahatlatmak için kızını kollarına aldı.
Bir küçük kız parmaklarını kapıda sıkıştırdı.
Vazodan bir çiçek aldı ve bana uzattı.
Bir ateşkes birkaç saat sonra başladı.
O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti
Arabayı yıkamak beklediğimizden daha uzun zaman aldı.
Tom Mary'nin ellerini aldı, ve onları sıkıca tuttuç
Taksi iki yolcu aldı.
Ödev, düşündüğümden daha fazla vaktimi aldı.
- O benim elimi tuttu.
- O, elimi tuttu.
Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.
O derin bir nefes aldı.