Examples of using "Vue" in a sentence and their turkish translations:
Görme yeteneğim iyi değil.
Gözüme gözükme.
Daha önce onu gördüm.
- Onu bundan önce gördün mü?
- Onu daha önce gördün mü?
Görmeniz nasıl?
Ne güzel bir manzara.
Onu gördük.
Ne harika bir görüntü!
Benim görüşüm kötüleşiyor.
Ben görünümüne hayranım.
Bu görüntü ne kadar harika.
- O, görme duyusunu kaybetti.
- O görme yeteneğini kaybetti.
Onun evini gördüm.
- Manzaramı kapatıyorsun.
- Görüşümü engelliyorsun.
Onu hiç görmedim.
Gözden uzak dur.
Onları görüş alanımdan çıkarın.
sonra seni gördüm.
Manzara şaşırtıcı.
Benim iyi görme yeteneğim var.
Benim kötü görüşüm var.
Hiç kimse görünürde değil.
- Onu ağlarken gördüm.
- Onu o ağlarken gördüm.
Ben orada onu gördüm.
Sizi gördük.
Bugün onu gördün mü?
Onu gördüğümü hatırlıyorum.
Onu hiç gördünüz mü?
Arkadaşlarımın görüntüsünü kaybettim.
Geçen hafta onu gördüm.
Onlar beni gördüler.
İş perspektifinden bakarsak
Biz onu gözden kaybettik.
Onu tam birkaç gün önce gördüm.
Onun iyi bir görme gücü vardır.
- Onun görme kabiliyeti kötü.
- O kötü görme duyusuna sahip.
Onu hiç görmemiştim.
Mayuko'nun keskin gözleri var.
Onu görmedim.
O, onu hiç görmedi.
Onu hiç görmedim.
Görüşünü kontrol edeceğim.
Bu benim bakış açım.
- Onun gözleri iyice bozulmuş.
- Görüşü oldukça zayıflamış.
Tom kör oldu.
Hedef görüş alanında.
Görünürde hiç bulut yoktu.
Bu sabah onu gördüm.
Onu, bunu yaparken gördüm.
- Fikrini açıkça anlattın.
- Ne demek istediğini yeterince anlattın.
Onu bir yerlerde gördüğümü hatırlıyorum.
Ben onu uzun zamandır görmedim.
Çok iyi bir görme duyum var.
Bakış açınızı anlayabiliyorum.
en azından bir komedyenin bakış açısından.
Görme yeteneğim muhteşem olmasına rağmen.
Muhteşem bir manzara!
tam olarak göremiyordu.
Sözcüklerin ötesinde manzara çok güzel.
Kule buradan görülebilir.
Kaza onu görme yeteneğinden mahrum bıraktı.
Onu gördük.
Onun odayı temizlediğini gördüm.
Tom'un görme sorunları var.
Onun caddeyi geçtiğini gördüm.
Onun onun içkisine alkol kattığını gördüm.
Bu günlerde görüşüm kötüleşiyor.
Kuşların keskin bir görme gücü vardır.
Manzaralı bir oda istiyorum.
Onu henüz görmedik.
Büyük resme bakmıyorsun.
Onu hiçbir yerde görmedik.
Onun piyano çaldığını gördüm.
Sen onu gördün.
Beni daha önce gördüğünü hatırlıyor musun?
Onu daha önce gördüğümü hatırlıyorum.
Onun bakış açısı sınırlıdır.
Harika bir manzara, değil mi?
Benim balkonumdan manzarayı seviyorum.
Tom gözaltında.
Belki onu gördü.
Bugün onu görmedim.
Onu gördün, değil mi?
Bugün onu cenaze töreninde gördüm.