Examples of using "Pratiquer" in a sentence and their turkish translations:
fakat "birini yap" kısmı neredeyse hiç olmamıştı.
Denemekten korkmayın.
ve o temel ifadelerle pratik yapmaya başlatmak.
- Türkçe konuşmayı pratik etmeye ihtiyacım var.
- Türkçe konuşarak pratik yapmaya ihtiyacım var.
- Türkçe konuşarak pratik yapmalıyım.
Fransızcamı pratik yapmam gerkiyor.
Bu ceset üzerinde bir otopsi yapmak istiyorum.
Ben her gün piyano çalışmak zorundayım.
O doktorluktan men edildi.
ve imkanım oldukça Fransızca konuşmayı deneyeceğim" diye düşündüm.
"Bu kişiyi her gördüğümde, biliyorum ki, pratik zamanı,
O, şimdi keman çalışıyor.
bu aktiviteyi gösteriş ve başarıyla yapan başkalarını da
- Seninle pratik yapmak istiyorum.
- Sizinle pratik yapmak istiyorum.
Bana İngilizcesini benimle pratik etmek istediğini söyledi.
Tom günde yaklaşık bir saat piyanoyu pratik yapmak için geçirir.
Haftada yaklaşık üç saatimi çello pratiği yaparak geçiririm.
Ben benim Alman konuşmamı pratik etmeme yardım etmesi için özel öğretmen tuttum.
Sporu hem izlemeyi hem de yapmayı severim.
O, pratik için erken geldi.
İyi bir yazar olmak istiyorsan, yazmayı pratik yapman gerekir.
- Tom boş zamanının çoğunu gitar pratiği yapmakla geçirir.
- Tom boş zamanının çoğunu gitar pratiği yaparak geçirir.
Trompet çalmak için harcadığın zamanın süresi sana kalmıştır.
Ve beni her gün dört saat alıştırma yapmaya zorladı
Profesyonel bir banjo oyuncusu olmak için pratik yapmaya binlerce saat harcamalısın.
İyi bir seviyede olmadığımın farkındayım; bu yüzden, daha fazla pratik yapmam gerekiyor.
Ben asla bir flebotomist olamam. O tür bir işi yapacak yeterli cesaretim yok.