Examples of using "Blessé" in a sentence and their turkish translations:
Tom incinmiş görünüyordu.
Nereyi incittin?
Onu incitiyorsun.
Tom yaralandı.
Kimse yaralı değil.
Kayak yaparken yaralandım.
Hiçbir Kanadalı yaralı değildi.
Başka hiç kimse yaralanmadı.
Sanırım onun duygularını incittim.
Yaralanan var mı?
O acı hissediyor.
Hiç kimse yaralanmadı.
Ben kırgın ve üzgündüm.
Tom ağır yaralı.
Tom yaralı mı?
Ben incindim.
- Yaralandım.
- Yaralanmıştım.
Yaralı var mı?
Sen incinebilirsin.
Herkes yaralandı.
Fena halde yaralandım.
En azından hiç kimse yaralanmadı.
Yaralı var mı?
- Kimsenin yaralanmadığından emin misin?
- Kimsenin yaralanmadığından emin misiniz?
O, yaralı bir adam buldu.
O, omuzundan yaralandı.
Yaralıyı hastaneye taşıyın.
O ölümcül bir biçimde yaralıydı.
Allahtan, kimse yaralanmadı.
Hiçbir yolcu yaralanmadı.
Hiçbir yolcu yaralanmadı.
Bir adam yaralandı.
Yaralı adam yardım için bağırdı.
Başka hiç kimse yaralanmadı.
Yaralanan var mı?
O, savaşta yaralandı.
Kimseye zarar vermedin, değil mi?
O, kazada yaralandı.
Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.
O, bir kurşun tarafından yaralandı.
Yaralandım.
Tom'u incittiğim için üzgünüm.
Tom kötü yaralanmamıştı.
Sanırım Tom kendinin yaraladı.
Sanırım Tom gücenmiş.
Umarım hiç kimse incinmedi.
Ben yaralanmıştım.
Tom yaralandı mı?
Tom ağır yaralanabilirdi.
Yaralanan var mı?
O, kazada yaralandı.
Mücize eseri olarak kimse ağır yaralanmadı.
- Canım yanmıştı.
- İncinmiştim.
Tom bana yaralı olduğunu söyledi.
Herhangi biri yaralandı mı?
Canın yandı mı?
Hiç kimse zarar görmediği için memnun oldum.
adamından biri öldürüldü ya da yaralandı.
Yaralı kuş yere düştü.
Asker bacağından yaralandı.
Asker yerde yaralı yatıyordu.
Onun başı düşmeyle yaralandı.
Başka kimse yaralandı mı?
İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.
O, kafasından yaralandı.
- O, dövüşte yaralandı.
- O, kavgada yaralandı.
O bir soygunda yaralandı.
Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.
O, savaşta yaralandı.
Onun bana dediği şey beni gerçekten yaraladı.
Otobüsün şoförü yaralandı.
Tom paslı çiviyle kendini yaraladı.
Onun yaralanmasını istemiyorum.
Düşerken elini incitti.
Yaralı asker acı içinde kıvranıyordu.
Ben kimseyi asla öldürmedim veya yaralamadım.
Dün oyunda kendini incitti.
Yaralanan tek kişi Tom'du.
Kazada yaralanan adam hastaneye götürüldü.
O, yaralanmamış gibi davrandı.
O, düştüğünde sol ayağını yaraladı.
Yaralı mısınız?
ebeveynlerin arasında kalarak inciniyor.