Translation of "Balayer" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Balayer" in a sentence and their turkish translations:

Marie veut balayer la maison.

Mary evi süpürmek istiyor.

- Il m'ordonna de balayer la pièce.
- Il m'a ordonné de balayer la pièce.

O bana odayı süpürmemi emretti.

Vous n'avez qu'à balayer le plancher.

Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.

Je lui ai fait balayer le sol.

Ona yeri süpürttüm.

Je lui ai fait balayer ma chambre.

Ona odamı süpürttüm.

- Va balayer ma chambre.
- Va nettoyer ma chambre.

Odamı süpür.

Il faut demander un balai pour balayer le plancher.

Bu zemini süpürmek için, bir süpürge isteyin .

Tom a demandé à Mary de balayer par terre.

Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.

Tu ne fais que balayer les problèmes de la vie sous le tapis.

Sen sadece hayat sorunlarını halının altına süpürüyorsun.