Examples of using "Plancher" in a sentence and their turkish translations:
Zeminin iyi bir parlaklığı vardı.
Biz yeri yıkamalıyız.
Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.
- Zemini parlatın.
- Yerleri cilala.
Ahşap bir zemin güzeldir.
Tahta döşemede uzandı.
Yerde bir kaya var.
Zemini ve mobilyayı parlattım.
Yerde bir şey var mıdır?
Bu zemini süpürmek için, bir süpürge isteyin .
Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.
Erkekler genelde bütün eşyalarını yere atarlar.
Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz.