Examples of using "Autorisé " in a sentence and their turkish translations:
Bu hoşgörülebilir mi?
Buna artık izin verilmiyor.
O izinsiz.
Hiç kimsenin oraya gitmesine izin verilmiyor.
Burada sigara içmeye izin verilmez.
Telefon edebildim.
Ona izin verilemez.
- Burada balık tutmak yasak.
- Burada balık tutmaya izin verilmez.
Buna izin verilir mi?
Buna asla izin vermezdim.
Onları kovma yetkisini bana verdi.
Bunu yapmak için hiç kimseye izin verilmez.
Tom'un takıma girmesine izin verilmedi.
Bana kayıtlarına giriş izni verdi.
Kimsenin odadan çıkmasına izin verilmedi.
Köpeğimin özgürce koşmasına izin verdim.
Ona oraya gitmesi için izin verilmez.
- Burada sigara içilmez.
- Burada sigara içmek yasaktır.
- Buraya park edemezsin.
- Buraya park edemezsiniz.
Şarkı söylememe izin verilmedi.
Bir hafta izin almama izin verildi.
Eğer alkol içersem bir sakıncası var mı?
Babam konsere gitmeme izim verdi.
Bunu yemeye iznin yok.
Sadece bir kez oy kullanabilirsiniz.
Benden başka hiç kimsenin onu yapmasına izin verilmez!
- Konuşabileceğini kim söyledi?
- Sana kim konuşabilirsin dedi?
Tom'un babasını görmesine izin verilmedi.
Ona burada izin verildiğini sanmıyorum.
Biz bu ürün için tek yetkili satıcıyız.
Tom'un onu yapmasına izin verilmemeli.
Dur! Buraya park edemezsin!
Buraya giremezsin.
Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.
Üzgünüm ama girmek için izniniz yok.
Bana onu seninle tartışmama izin verilmiyor.
Perdeyi açabilir miyim?
Orduda hiç kimsenin izinsiz olarak gitmesine izin verilmez.
Tom'un köpeğine evde izin verilmez.
Burada sigara içmeye izin verilmez.
Köpekleri bu binaya getirmene izin verilmez.
Fotoğraf çekilmez.
Buna izin verilmemeli.
Yasaklanmış kitaplar ücretsiz erişimine izin verilmeyen kitaplardır.
Tom'a bildiği her şeyi Mary'ye söylemesine izin verilmedi.
eğer akşam ezanından sonra dışarı çıkmaya izin aldıysan bunu anlamı şudur
Bir evcil hayvana sahip olan hiç kimseye bu apartmanda yaşamasına izin verilmez.
Bilmek istediğin şeyi söylememe izin verilmiyor.
Geçerli bir vizem vardı, bu yüzden ülkeye girmeme izin verildi.
Oraya giremezsin.
Sana yardım etmeme izin verilmiyor.
Zil çalıncaya kadar hiç kimsenin sınıfı terk etmesine izin verilmez.
"May I" ve "Can I" arasındaki fark nedir?
- Oraya park edemezsin.
- Oraya park etmene izin verilmez.
- Konuşamam.
- Konuşmam yasak.
- Konuşmama izin yok.
Birçok insan hız limitini aşıyor bu yüzden bu kabûl edilebilir olmalı.
Sana söylememe izin verilmiyor.
Sen burada park edemezsin.
Annem yurt dışına gitmem için izin verdi.
Artık konuşmana izin verilmiyor.
Bunu kullanabilir miyim?
O konuda konuşmama izin verilmiyor.
Sadece bunun iyi olduğundan emin olmak istiyorum.
Onu yapmama izin verilip verilmediğini bilmiyorum.
Burada yüzmemen gerekiyor.
Ve savaşın sonunda, her şey bittiğinde, kralına katılmasına
Bu parkta alkollü içki içilir mi?
- Buraya park edebilir miyim?
- Burada park edebilir miyim?
Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?
Bir şey söylememe izin verilmiyor.
Bu odayı terk edemezsin.
Ailem, daha gençken bunu yapmama izin vermezdi.
Senin üniversite kampüsünde bira içmek sorun yaratır mı?
- Gitmeme izin verdi.
- O, gitmeme izin verdi.
Bu odaya giremezsin.
Bu binaya köpek getirmenize izin verilmez.
Bu odayı terk edemezsin.