Examples of using "Altitude" in a sentence and their turkish translations:
Uçak alçak seviyede uçuyordu.
Biz yukarıya giderken hava incelir.
O dağ yaklaşık üç bin metre yüksekliğindedir.
Uçak 10.000 metre yüksekliğe tırmandı.
Gün doğumunda alçakta duran sis gibi
, deniz seviyesinden ikisini ayıran dört metre yükseklikte dünyanın en alçak adası
gibi deniz seviyesinin altındaki ülkelerin de haritayı bırakacağı
, deniz seviyesinin iki veya on metreye çıkması halinde katliam