Examples of using "Tables" in a sentence and their turkish translations:
- Ben tabloları bekliyorum.
- Garsonluk yapıyorum.
İşler tersine döndü.
MySQL çeşitli tablolar yükler.
Sami masaları çevirdi.
- Ben senin tablolarını silmiyorum.
- Ben senin masalarını silmiyorum.
Lütfen bu tabloları kımıldatmayın.
Sandalyeler ve masalar tahrip edildi.
Masaları yan yana koy.
Onlar sandalye ya da masa kullanmazlar.
Geçinmek için garsonluk yapıyor.
Ben senin tablolarını temizlemem.
Az önce tüm tabloları temizledim.
Sami birkaç masa uzağa oturdu.
Odada hiç masa yok.
Depoda üç tablo var.
Boston'da garsonluk kârlı olabilir.
Sami masaları ve sandalyeleri hazırladı.
Tom bizden üç masa uzağa oturdu.
İşler tersine döndü.
Bu odada 50'den fazla masa var.
Tom bizden üç masa ötede oturuyordu.
Tom masalardan birinde oturdu.
Tom sadece birkaç masa uzakta oturuyor.
- O restoranda sadece üç masa var.
- O restoranda yalnızca üç masa var.
- Boston'da bekleme masaları çok kazançlı olabilir.
- Boston'da garsonluk yapmak çok kazançlı olabilir.
masanın üzerindeki bilgiler kapsamlı değiller.
Arkaya yakın masalardan birinde oturalım.
Köyde masaları dışarıda olan bir kafe vardı.
Bir komi bir restoranda masaları temizleyen kişidir.
Dersten sonra sandalyeleri masaların üstüne koymayı unutmayın.
Onlar masa, Göbekli Tepe'deki T şekilleri ile bir bağlantısı yok.
Tom kapının yanındaki masalardan birinde yalnız oturuyordu.
O ayırtıldığı için garson masaları değiştirmemi istedi.
Tom restoranın önündeki masaların birinde oturuyor.
İçerisinde ahşap ve masa geçen yazıları bizim karşımıza en çok tıklanma oranına göre listeliyordu.
Tabloları bir kez daha komik bir şekilde çevirebilmekten mi?
Tom ve Mary restoranın arkasındaki masalardan birinde.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
- Odada hiç masa yok.
- Odada masa yok.